Düşünsel bağ ilkesi bozulan haberin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Yayın gününde yürürlükte bulunan 5187 sayılı Basın Yasası'nın 13/1. maddesi gereğince, basılmış eserler yolu ile gerçekleştirilen eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararlardan dolayı, süreli yayınlarda eser sahibi ile yayın sahibi ve varsa temsilcisi ortaklaşa ve dayanışmalı olarak (müştereken ve müteselsilen) sorumlu olup hukuki sorumlular arasında sorumlu yazı işleri müdürü bulunmadığı-
Taraflar arasındaki mesajların karşılıklı olduğu, davalının kendisine gelen mesajdan hemen sonra duyduğu tepki nedeniyle, sadece davacıya gönderdiği mesajın açıklık (aleniyet) kazanmadığı, mesajda yer alan sözlerin de eleştiri ve tepki sınırları içinde kalıp davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı-
Raporda yer alan bilgilere dayanılarak yapılan haber nedeniyle davalının, davacıya yönelik olarak "seni yalancılıkla itham ediyorum" biçiminde sözler söylemesi onun kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Davacının "...kazanova ve pavyondan çıkmış..." olarak nitelendirilmiş olmasının, konu ile ifade arasında bulunması gereken düşünsel bağı kopardığından davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunun benimsenmesi gerekeceği-
Yayının gerçeğe ya da görünür gerçekliğe uygun olduğunu davalı yanın kanıtlaması gerektiği gözetilerek, davalı yana bu konudaki kanıtlarını sunma olanağı verilip bundan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlar Yasası'nın 49. maddesindeki düzenleme gereğince, kişinin doğrudan kendisinin değil de karı, koca, ana, baba ve çocuklar gibi yakınlarının ağır yaralanması gibi somut olayın kendisine özgü ağırlığının ve özelliğinin zorunlu kıldığı olguların kanıtlanması durumunda, aile birliği içinde korunması gereken sosyal ve duygusal kişilik değerlerinin zarar gördüğünün kabul edilmesi gerekeceği-