Medeni Yasa'nın 24. ve Borçlar Yasası'nın 49. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklar olup, kişilik hakları, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgili, kişisel varlıklar ise, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir; tekniğin gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş varlıklar, açıklanan olgularla çevrelendirildiğinde, davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalması durumunda manevi tazminat isteğinin reddi gerekeceği-
Baz istasyonunun bulunduğu yerin yerleşim yeri olup olmadığı ve baz istasyonunun davacı evine uzaklığı araştırılıp saptanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Okuyucunun dikkatini çekecek ve başlığı çekici kılacak sözcüklerin kullanılması gazetecilik gereği olup, hukuka uygunluk sınırı içinde kalan yazının davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı-
Resmi nikah yapılacağı konusunda verilen söze inanarak, tarafların ailelerinin ve yakınlarının katılımı ile gerçekleştirilen düğün töreninden sonra davalı ile birlikte olan davacının, daha sonra resmi nikah işlemi gerçekleştirilmediğinden ortak konuttan ayrılmak zorunda kaldığından, ortaya çıkan bu olgunun, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Yargıcın, adam öldüğü takdirde ölenin aile bireylerine hak ve adalete uygun bir tutarda manevi tazminat ödenmesine karar verebileceği-
Olayın gelişim biçimi, davacının evinde eylemli haciz uygulanmış olması, senedin daha önce ödenmiş olduğuna ilişkin borçlu olmadığının saptanması yönünden verilen karar gözetildiğinde, davacı yararına takdir edilen 1.000,00 YTL manevi tazminatın az olduğu- Yaptırılacak bir bilirkişi incelemesi ile davacının, davalı ya da vekillerine yaptığı tüm ödemeler tarihleri ile saptanarak, bunlardan hangi ödemenin senet bedeline ilişkin olduğu, hangi ödemenin haciz baskısı altında yapıldığı ve davacının feragatinin hangi alacağa ilişkin olduğu belirlendikten sonra sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Taraf vekili olan davalının, zarar tutarına yönelik iddiayı paranın alım gücü ile kıyaslayarak bunun fazla olduğunu, özel bilirkişi raporlarının geçersizliğini ve mahkemece gözetilemeyecek kanıtlardan olduğunu belirtmek için kullandığı sözlerin, doğrudan davacının kişiliğine yönelik olmayıp davacıyı hedef almadığından savunma sınırları içerisinde kaldığı ve davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı-
Dar anlamda ve para ile ölçülebilen bir zarar yok ise de, baz istasyonunun insanların kalabalık olarak yaşadığı yere yakınlığı, çevre binalarda ve davacı yanın konutlarında yaşayanların sağlık yönünden büyük endişeler taşıdığı, aynı bölgede yaşayan insanların yaşamının psikolojik olarak olumsuz biçimde etkilendiği ve bunun da insanların psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yaratacağı açık olup davacıların zarar gördüğünün kabulü gerekeceği-
Davacının resmi nikâhlı eşinin rızası ile de olsa, davalı ile karı-koca hayatı yaşadığı anlaşılmış olduğundan, davalının eyleminin davacının aile bütünlüğüne ve kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-