Toplumu bilgilendirme ve haber alma hakkının sağlanması kapsamında görülmesi mümkün olmayan davalının gazeteden ayrı olarak tam sayfa şeklinde yayınlandığı poster ile davacının telif hakkı ihlali sebebiyle maddi tazminat isteme hakkının doğduğu-
Basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin davada, genel anlamda eleştiri sınırları içerisinde kalan, olay tarihinde görünür gerçeğe uygun olan dava konusu haberin hukuka uygun olduğunun kabulü gerekeceği-
Vekâlet sözleşmesi ile avukat işini doğruluk kurallarına göre özenle yapıp, mesleğinin gerektirdiği biçimde yerine getirdiği takdirde ancak o zaman sorumluluktan kurtulacağı; davalı avukatın süresinde yetkili mahkemeye başvurmaması nedeniyle davacının maddi zarara uğradığı, ancak bu eylemin yalnız başına manevi tazminatı gerektirmeyeceği-
Davalı şikayet hakkını, şikayeti haklı gösteren emarelere dayalı olarak kullandığından davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olmasının doğru olmayacağı-
Bedensel zarar nedeniyle tazminat talep etme hakkının, doğrudan doğruya zarar görene ait olacağı-
Davaya konu kitapta yazılan ve davacı tarafından kişilik haklarına saldırı oluşturduğu iddia edilen konuların iddianameye konu edildiği, davacının sanık olarak yargılanmaya başlandığı, bu hali ile kitapta yazılan olayların görünen gerçeğe uygun olduğu ve yargılamaya konu olduğu, iddiaların yazılış şeklinin öz ile uyumlu olup, basın ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, yayının bu hali ile hukuka uygunluk unsurlarını taşıdığı anlaşıldığından, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Türk Medeni Kanununun 25. maddesi ve Borçlar Kanununun 49. maddesinde "kişisel varlıkla ilgili zararları" gidermek amacıyla düzenleme yapıldığından dolayı,bu hükümlerin malvarlığına ilişkin zarar halini kapsamaması gerekeceği-
Davacı kadının eşinin kendisine hakaret edip, üzerine yürüdüğünden bahisle manevi tazminat talep ettiği davada,Bu isteğin Türk Medeni Kanununun 24. ve Borçlar Kanunu çerçevesinde incelenebileceği,uyuşmazlığın Aile mahkemesinin görevi dışında olup, genel mahkemelerin görevine gireceği-
Borçlu olmadığı, kullandığı kredileri de düzenli bir şekilde ödediği anlaşılan ve esnaflık yapan bir kişiye yüklü bir miktarda borçlu olduğuna dair bir cari hesap özeti tebliğ edilmesi haksız fiil teşkil etse de, davalı banka, davacının müracaatı üzerine 1 gün içinde yanlışlığı düzeltmiş olup davacının kredi borcu olduğuna dair herhangi bir kurum veya kişiye de bildirim yapmadığından davalı banka aleyhine manevi tazminata hükmedilemeyeceği-
İnternet sitesindeki yayının kişilik haklarına saldırı teşkil etmesi sebebiyle tedbir yoluyla durdurulmasının sulh ceza mahkemesinden isteneceği-