Yayın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan tazminat istemi-
Kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemi-
Yerel mahkemece, gerekçe bölümünde: "...Davacı her ne kadar iki ayrı davalı göstermiş ancak mahkememizce "tazminatın davalıdan tahsiline" şeklinde hüküm kurulmuş ise de, davalı gazetenin sahibinin ve temsilcisinin diğer davalı olup tazminattan gazete adına sahibi diğer davalının sorumlu olduğu ve aralarında dayanışmalı sorumluluk olup davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir..." biçiminde değerlendirmede bulunulmuş; hüküm bölümünde ise: ".. TL manevi tazminatın yayın tarihi olan ....dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine" şeklinde karar oluşturulmuşsa da, davanın, iki davalıya yöneltilmiş olup; farklı hukuki nedenlerle sorumlulukları söz konusu olduğundan, gerekçe yerinde olmadığı gibi; hüküm ile uyumlu da olmadığı- İnfaza da elverişli bulunmayan kararın isabetsiz olduğu ve mahkemece, her bir davalıya yönelik istemler göz önünde tutularak hüküm kurulması gerektiği-
Hak arama özgürlüğü sınırsız olmayıp salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamayacağı, bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veye sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olmasının zorunlu olmadığı şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığının yeterli olduğu-
Hak arama özgürlüğünün (şikayet hakkının) sınırsız olmayıp kişinin salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamayacağı, bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olmasının zorunlu olmadığı, şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığının yeterli olduğu-
Kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemi-
Şikayet hakkının(hak arama hürriyeti), nesebin reddine yönelik davada daha önceden aynı sebeple kesinleşmiş mahkeme kararı olması durumunda şikayet hakkının kullanılamayacağı-
Davacı hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi ve bilirkişi raporunun mahkeme yönünden bağlayıcı olmayıp takdiri delillerden olması ve özellikle davalının şikayet dilekçesinde davacıya yönelik olarak kullanmış olduğu "...görevi kötüye kullanma, suçu ve suçluyu koruma, kamu zararı ve nitelikli dolandırıcılık..." şeklindeki ifade, niteleme ve ithamların bir olay anlatımından öte anlamlar içermesi birlikte değerlendirildiğinde, şikayet hakkı, hak arama özgürlüğü sınırları dahilinde kullanılmamış olup davacının kişilik haklarına saldırının gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerekeceği-
Basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruyamayacağı, iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği bunun sonucunda daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında korumasız kalmasının hukuka uygun kabul edileceği, o anda var olup sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından basının sorumlu tutulamayacağı-