Dava konusu haberde, dava dışı kimse hakkında yürütülen soruşturma kapsamında alınan savunmasına dayanılarak haber yapılması, ortaya konulanın görünür gerçeğe uygun olması, yayının haber verme hürriyeti kapsamında kalması halinde, kişilik haklarının saldırıya uğradığından söz edilemeyeceği ve davalının da manevi tazminat ile sorumlu tutulamayacağı-
Davaya konu olayda; davalının gazetesinde yayınlanan haberlerin ve resimlerin haber verme ve kamu oyunu bilgilendirme hakkına binaen hazırlanmış, görünen gerçekliğe uygun, güncel bir magazin haberi olduğu, haberin yayınlanmasında toplumsal ilgi bulunduğu, basının maddi gerçekliği araştırmak ve kanıtlamak yükümlülüğü bulunmadığı, çatışan yararlar dengesinin davacı yararına bozulmadığı, davalı yönünden hukuka uygunluk nedenlerinin bulunduğu ve böylece davacının kişilik haklarının saldırıya uğramadığının benimsenmesi gerekeceği-
Mahkemece uyulan bozma ilamında davacı tarafın maddi tazminata yönelik temyiz itirazları değerlendirilmemiş ve bu konuda herhangi bir karar verilmemiş olduğundan, mahkemece maddi tazminat istemi konusunda bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacının yönetim kurulu başkanı olduğu şirketin iflasını açıkladığı, şirket tarafından yaptırılan villaların arsalarına, şirketin borçları nedeniyle ipotekler konularak hacizler yapıldığı ve villa sahipleri ile aralarında davalar görüldüğü; haberin görünür gerçekliğe ve hukuka uygun bir yayın niteliğinde olduğunun kabulü gerekeceği-
Kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi isteminde, davalıların davacının fotoğrafının dergide yayınlanması konusunda izni bulunduğu hususunu kanıtlayamadıkları-
Hak arama özgürlüğünün (şikayet hakkının) sınırsız olmayıp kişinin salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamayacağı, bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olmasının zorunlu olmadığı, şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığının yeterli olduğu-
Basın yoluyla şahsiyet haklarına saldırı dolayısıyla manevi tazminat istenmesi,yazılı ve görsel basın işlevini yerine getirirken, yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliği gözeteceği, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi koruyacağı.Basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapacağı, o anda görünürde var olup sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından basının sorumlu olmayacağı-
Tanımaya yönelik mahkeme kararına ilgililerin dava açma haklarının olduğu , başvuruda hukuki menfaatleri olacağı bu sebeple başvurunun kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı-
Nişanın bozulması sonucu taraflar üzerinde ortaya çıkan üzüntü ve menfaat ihlalinin manevi tazminata esas olmayacağı, ancak fahiş bir zarar sebebiyle kişilik haklarına yapılan saldırının ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebileceği-
Kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın tazmini isteminde, yargıcın, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alması gerekeceği-