Gazete ve gazetecinin sorumluluğu kusura dayanan bir sorumluluk olduğundan, haberi olan gazeteci ile haberi yayınlayan gazetenin bir kusuru yoksa, haberin gerçeği aykırı oluşundan dolayı manevi tazminata hükmedilmeyeceği (hukuki sorumluğun söz konusu olamayacağı) –
Ancak kanunda yazılı hallerde manevi tazminat istenebileceğinden (MK. 24/II), «evlatlık sözleşmesini kaldırılması»na ilişkin davada manevi tazminata hükmedilemeyeceği–
Gerçek kişiler gibi, tüzel kişilerin de «kişilik haklarına saldırıda bu- lunulması halinde» manevi tazminat isteyebilecekleri–
Yapılan yayınla kişilik hakları ihlal edilen küçük yanında, anne ve babası yararına da manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği–
Velayetleri altındaki kızı zorla kaçırılan (ırzına geçilen, sarkınlığa uğrayan vb.) anne ve babaların (ve kardeşlerin) de, gerçekleşen eylem “aile bütünlüğü”ne yönelik olduğundan -kaçırılan küçük dışında- ayrıca manevi tazminat isteyebilecekleri–
“Kişilik haklarına tecavüz” fiilinden kaynaklanan manevi tazminat davalarında, davacının olayın meydana gelmesinde “tahrik”inin bulunması halinde, bunun tek başına manevi tazminat talebinin reddine neden olmayacağı, bunun –kural olarak– “tazminat tutarını belirlemede” gözönünde bulundurulacağı–
Bakanlıkça atanan bir memuru işe başlatmamakta direnen valinin bu davranışının “ağır bir kişisel kusur» ve “davacının kişilik haklarına saldırı» sayılacağı–
İdare mahkemelerine verilen «iptal» ya da «yürütmeyi durdurma» kararların yerine getirilmemesinin, bu kararı yerine getirmeyen görevli (alınan kararda imzası bulunan kişiler) için «ağır kusur» sayılacağı ve bu nedenle aleyhine manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği –İdari işlemin (belediye encümen kararının) uygulanmasından zarar gören kişilerin adli yargıda değil idari yargıda tazminat davası açabileceği–