Eleştiri amaç ve sınırını aşan yazıların gerçeği yansıtsa bile yazıda kullanılan dil, ifade ve üslubun davacıyı küçük düşürmek, ona hakaret etmek amacına yönelik bulunması, davacının kişilik değerlerine saldırı niteliğinde bulunması halinde, davacı lehine tazminata hükmedilmesi gerekeceği–
Gazete ve gazetecinin sorumluluğu kusura dayanan bir sorumluluk olduğundan, haberi olan gazeteci ile haberi yayınlayan gazetenin bir kusuru yoksa, haberin gerçeği aykırı oluşundan dolayı manevi tazminata hükmedilmeyeceği (hukuki sorumluğun söz konusu olamayacağı) –
Velayetleri altındaki kızı zorla kaçırılan (ırzına geçilen, sarkınlığa uğrayan vb.) anne ve babaların (ve kardeşlerin) de, gerçekleşen eylem “aile bütünlüğü”ne yönelik olduğundan -kaçırılan küçük dışında- ayrıca manevi tazminat isteyebilecekleri–
“Kişilik haklarına tecavüz” fiilinden kaynaklanan manevi tazminat davalarında, davacının olayın meydana gelmesinde “tahrik”inin bulunması halinde, bunun tek başına manevi tazminat talebinin reddine neden olmayacağı, bunun –kural olarak– “tazminat tutarını belirlemede” gözönünde bulundurulacağı–
Bakanlıkça atanan bir memuru işe başlatmamakta direnen valinin bu davranışının “ağır bir kişisel kusur» ve “davacının kişilik haklarına saldırı» sayılacağı–