Hükmedilecek manevi tazminatın, davacının elem ve ızdırabı ile orantılı miktarda olması gerekeceği–
Ağır ihmalle, yanlış kişi aleyhine davayı yönelterek, o kişinin çev-rede «yaptığı sözleşmeye riayet etmeyen bir kişi» durumuna düşmesine neden olan davacının, o kişinin kişilik haklarına tecavüz etmiş sayılacağı ve o kişiye manevi tazminat ödemesi gerekeceği–
Velayetleri altındaki kızı zorla kaçırılan (ırzına geçilen, sarkınlığa uğrayan vb.) anne ve babaların (ve kardeşlerin) de, gerçekleşen eylem “aile bütünlüğü”ne yönelik olduğundan -kaçırılan küçük dışında- ayrıca manevi tazminat isteyebilecekleri–
Bir kişiyi Devlet parasını zimmetine geçirmekle itham eder nitelikteki ihbarın, dayanaktan yoksun bulunması halinde, «kişilik haklarını zedeleyen, hukuka aykırı bir eylem» sayılacağı–
Meclis toplanma salonunda, encümenlerde verilen oy, söylenen söz ve düşüncelerin, mutlak dokunulmazlık kapsamına girdiği, ancak yasa-ma dokunulmazlığının sınırsız ve mutlak olmadığı, eleştiri sınırları için-de söylenmesi mümkün olan hususların, küçük bir çaba sarfetmeden yasama dokunulmazlığının kalkan yapılarak, başkalarının kişilik haklarına saldırı teşkil edecek şekilde kullanılmasının Anayasaya aykırı olacağı–
Konut dokunulmazlığı ihlâl edilen kişinin, kişilik haklarının ihlâl edilmiş olacağı–
Yapılan yayımla genç bir kızın kişilik haklarını zedelenmiş olması halinde, davacı kız yararına ölçülü bir tazminata hükmedilmesi gerekeceği–
Eleştiri amaç ve sınırını aşan yazıların gerçeği yansıtsa bile yazıda kullanılan dil, ifade ve üslubun davacıyı küçük düşürmek, ona hakaret etmek amacına yönelik bulunması, davacının kişilik değerlerine saldırı niteliğinde bulunması halinde, davacı lehine tazminata hükmedilmesi gerekeceği–