Yayın öncesi verilen 21.07.2003 tarihli dilekçe, Başbakanlık makamına yazılan şikayet dilekçeleri ve Antalya Valiliği İI idare Kurulu kararı içeriği bütün olarak değerlendirildiğinde; davaya konu olan 26.8.2003 tarihli haber ile yayın öncesi incelemeye konu olan iddiaların dile getirildiği, haberin, "iddia ediliyor" ifadesi ile okuyucuya sunulduğu ve habere konu olan iddialarda görünür gerçekliğin olduğu anlaşıldığından manevi tazminat isteminin reddi gerekeceği-
Davalının, kendisine yöneltilen soruları cevaplandırırken aşağılayıcı, küçültücü sözcükler kullanarak davacının onur ve saygınlığına, dolayısıyla kişilik haklarına saldırıda bulunduğunun kabulü gerekeceği-
Davalı avukatın cevap dilekçesinde davacıların murisi için kullandığı sözlerin ölenin manevi şahsiyetine saldırı niteliğinde olup aynı zamanda davacıların da kişisel varlıklarına yöneltilmiş bir saldırı olduğu-
İlk yayında davacıya yönelik olarak yazılan “ inadına davranan, inadına zihniyet, ülkeye kötülük yapan, egoizm, fanatik, hayat karartan” sözcükleri ile eleştiri sınırının aşıldığı, ikinci yayında ise ilk yayındaki aynı sözcüklerin tekrar edilerek hukuka aykırılığa iştirak edildiği-
Kişinin ruhsal bütünlüğünü bozucu nitelik ve ağırlıktaki sözleşmeye aykırılıkların manevi tazminat sorumluluğu doğuracağı-
Gerçek olmayan ve suçlayıcı ifadeler içeren yazıdan dolayı davacının kişilik haklarının ihlal edildiğinin kabulü ile uygun bir manevi tazminata hükmedilmesinin gerekeceği-
Basında yayınlanan haber ve eleştiri objektif oldukça, doğru vakalara dayandıkça, doğru bir amaca yönelik bulundukça, incitici olsa bile sorumluluk söz konusu olmayacağı ve Bakan olan davacının siyasi kimlik ve konumu gözetildiğinde ağır dahi olsa yapılan eleştirilerin hoşgörü ile karşılanması gerekeceği-
Davacı ile davalı arasında geçen konuşmaların basına yansıması sırasında yapılan farklı yorumlardan dolayı davalının sorumlu tutulamayacağı-
Davalının siyasi geçmişi olan bir kişi olması ve söylenen sözlerin davacının şahsı ile ilgili olmayıp davacının ve mensup olduğu siyasi partinin meclisteki çalışmalarına ilişkin düşünce açıklaması niteliğinde bulunduğu gözetildiğinde eleştiri sınırının aşılmadığı-
Haksız fiilin varlığı ve ceza mahkemesindeki mahkumiyet kararı dikkate alınarak bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-