Ticari Reklam ve İlanlara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 5. maddesinde kişilik haklarını zedeleyici biçimde reklam yapılamayacağı hükmüne yer verilmiş olduğundan yayına konu reklam bu yönetmeliğe aykırı olup davacının kişilik haklarını ihlal edeceği-
Eleştiri konusu yapılan olayın gerçekleşme biçimi ve özelliği, davacının siyasi kişiliği ve konumu gözetildiğinde yazının hukuka uygunluk koşulunu taşıdığı-
İleri sürülen hırsızlık suçunu işlediklerine ilişkin hiçbir emare bulunmadığına göre hukuka aykırı olan hırsızlık suçlaması nedeniyle kişilik haklarının zarara uğradığının kabul edilerek davacılar yararına uygun bir miktarda manevi tazminat takdiri gerekeceği-
Kişilik hakları saldırıya uğrayan kimse, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açabileceği gibi (TMK m.25/son); diğer yandan, haksız eylemden kaynaklanan davaların, haksız eylemin meydana geldiği yerde de açılabileceği (HUMK m.21)-
Şikâyeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa var olduğunun kabulü gerekeceğinden davalının yasal şikâyet hakkını hukuka uygun olarak kullandığı, hâk" arama özgürlüğünün sınırlarını aşmadığı şikâyet hakkını kötüye" kullanmadığı sonucuna varılması ve davacının manevi tazminat istemi tümden reddedilmesi gerekeceği-
Manevi tazminat için, takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmasının gerekeceği-
Davacı ile dava dışı M.H. arasında özel bir ilişki olduğu açık olduğundan davalının bu hususu, kendisinin de içinde bulunduğu soruşturma kapsamında yapılan haber sırasında beyan etmiş olmasının davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı-
Yayınlandığı anda görünür gerçeklik unsuru gerçekleşmiş olduğundan, daha sonra takipsizlik kararı verilmiş olmasının, yayını hukuka aykırı hale getirmeyeceği-