Eleştiri sınırlarında kabul edilmesi gereken yazıların kişilik haklarına saldırı niteliği taşıyıp taşımadığı konusunda bilirkişiden rapor alınamayacağı-
Davalının tehdit eylemi ile davacının sosyal ve kişilik değerlerinin zarar gördüğü anlaşıldığından, bu nedenle davacı yararına manevi tazminat takdir edilmesi gerekeceği-
Davalı sicil amiri olarak yaptığı gözlem sonucunda edindiği kanaatini davacının siciline sert bir dille yazmıştır; ancak kullanılan sözler davalının kanaatini ifade ettiğinden kişilik haklarına saldırı teşkil etmeyeceği-
Bilirkişiye yayının bant çözümü yaptırılması ve Yargıtay denetimine imkan verecek biçimde hüküm kurulmasının gerekeceği-
Gayri resmi evliliğin gerçekleştiği 2004 yılında reşit ve mümeyyiz olan davacının, davalının başka biriyle evli olduğunu ve bu evlilikten çocukları olduğunu da bilerek buna rağmen evlilik vaadi ile kandırıp kızlığını bozduğu iddiası ile manevi tazminat isteminde bulunamayacağı-
Dava konusu yayında, davacının şeriat istemiyle isyan edenin torunu olduğunun belirtildiği görülmekte olup; ancak, davalılar bu iddiayı kanıtlayamadıklarından yayın bu yönüyle hukuka aykırı olup davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Davacının atanma ve görevlendirme işlemlerinin tüm davalıların müşterek işlemleri sonucu yapıldığı anlaşılmakta olup; yargı kararlarını etkisizleştirmeye yönelik bu tür haksız eyleme, belli ölçülerde katılan tüm görevliler doğan sonuçtan sorumlu olacaklarından mahkemece, işlemi onaylayan bakan dışındaki davalının da işlemlere katıldığı gözetilerek sorumlu tutulmalarının gerekeceği-
Davalı tarafından uygulanan disiplin işleminin idari yargı yerinde iptal edilmiş olmasının eylemin hukuka aykırı olduğu sonucunu doğurmayacağı-
Karşılıksız çekten dolayı yapılan şikayet üzerine, Savcılığa yanlış kimlik bilgileri vererek olayla alakası olmayan bir kişinin polisçe üç gün gözaltına alınmasına sebebiyet veren kişilerin olay mağduruna bir miktar tazminat ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekeceği-