Memurların ve diğer kamu görevlilerinin kişisel kusurlarına dayanılarak açılan davalar, Anayasa'nın 129/5 fıkrasının kapsamı içinde düşünülemeyeceğinden anılan maddede ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 13. maddesinde, kamu görevlisinin, yasal çerçeve içinde kalmak koşulu ile, yetkisini kullanma durumunda üçüncü kişilere verilen zararlarda öncelikle idare aleyhine dava açılabileceğinin öngörüldüğü-
5187 sayılı Yasanın 13. maddesi uyarınca dergi yayını süreli yayınlardan olup sorumlu müdürün tazminat sorumluluğu bulunmadığı-
Dava konusu haber ile davacı, hiçbir ilgisi olmayan bir olay nedeniyle kamuoyunda zanlı haline getirilmiş olduğundan uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Tarafların yazar oluşu, dava konusu yazının bir köşe yazısı olması nazara alındığında eleştiri sınırının aşılmadığı-
Soruşturma sonucunda herhangi bir ceza verilmediği açıklandığına göre soruşturmanın mevzuata aykırılığından ve davacıya zarar verme kastı ile yapıldığından bahsedilemeyeceğinden manevi tazminat isteminin reddi gerekeceği-
Kişilik hakları saldırıya uğrayan kimsenin; davalının ikametgahı mahkemesinde veya haksız fiilin işlendiği yer mahkemesinde ya da kendi oturduğu yer mahkemesinde de dava açabileceği-
Dava konusu edilen sözler boşanma davasına ilişkin dilekçede yer alan dava sebebinin diğer bir anlatımla iddianın kanıtlanması amacıyla söylendiğinden, iddia ve savunma sınırları içinde kaldığı anlaşılmış olup davacının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilemeyeceği-
Davacının, boşanma davası sırasında eşinin kendisini zina ile suçladığını, bu nedenle kişilik haklarının saldırıya uğradığını ileri sürerek manevi tazminat talebinde bulunduğu davada, dava konusu sözlerin, davanın kanıtlanması amacıyla söylenmiş olduğu, iddia ve savunma sınırları içinde kaldığı-
Ceza mahkemesinin maddi vakıa tespiti hukuk hakimini bağlayacağından somut olayın özelliği itibariyle anılan ceza mahkemesindeki kararın kesinleşmesinin beklenmesi ve sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-