Kiralanan taşınmaz paylı mülkiyete konu ise her bir paydaşın sadece kendi payına düşen alacağı talep edebileceği, elbirliği mülkiyetine konu teşkil ediyorsa tüm ortakların birlikte icra takibi başlatmaları gerekeceği, bu nedenle mahkemece, dava konusu taşınmaza ait tapu kaydı getirtilerek taşınmazın tabi olduğu mülkiyet türünün tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Dava itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. İİK. mad. 269/3 uyarınca itirazın takibi durduracağı- Borçlunun süresinde takibe itiraz etmesi üzerine, icra takibi durmuş olup, mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davalının yasal süresinde takibe itiraz etmesi üzerine icra takibi durmuş olup; itiraz kaldırılmadan ya da iptal edilmeden tahliyeye karar verilemeyeceği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemi-
Ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi beklenmeden tahliye isteminde bulunulamayacağı-
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu azami miktar ve kefalet tarihine ilişkin el yazısı ile yazılmış bir ibare bulunmadığından, TBK.nın 583.maddesinde belirtilen şekil şartlarına uyulmadan yapılan kefalet sözleşmesi geçersiz olduğundan, mahkemece davalı kefil hakkındaki davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekeceği-
İhtarlı ödeme emrinde yasal itiraz ve ödeme süreleri ile tahliye ihtarının yer alması gerekeceği, buna karşın takibin hangi kira dönemlerine ilişkin olduğunun belirtilmesi gerektiğine ilişkin yasal bir zorunluluk olmadığı gibi bu hususta şikayet yoluna da gidilmediği, ayrıca mahkeme hakimince gerekli görülmesi halinde HMK'nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında davacı taraftan talep edilen aylar kirası hususunda açıklama yapmasının da istenebileceği, bu açıklamalar ışığında mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacı vekilinin sunulan sözleşmeyi kabul etmediklerini, sözleşme altındaki imzanın davacıya ait olmadığını iddia ettiği, davalı vekilince sunulan ikinci kira sözleşmenin Hususi Şartlar 12. maddesinde bu tarihe kadar taraflar arasında 01.01.2012 tarihli sözleşmeye göre ödenmesi gereken tüm borçların kiracı tarafından ödendiği, kiraya verenin hiç bir alacağı olmadığı, iş bu sözleşme ile eski tarihli olan 01.01.2012 tarihli sözleşmenin feshedilmiş olduğunun kararlaştırıldığı, davacı vekilinin sunulan yeni tarihli kira sözleşmesindeki imzayı inkarı ve 25.08.2014 tarihli sözleşmenin içeriği gözönüne alınarak mahkemece işin çözümünün yargılamayı gerektirdiğinden bahisle davanın reddi gerekeceği-
Mahkemece sadece takip konusu eksik ödenen aylara ilişkin olarak bilirkişi raporu ile belirlenen aylık kira bedelinden yapılan ödemelerin mahsubu ile belirlenen rakam üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken takip konusu yapılmayan ayların da hesaba katılması ile hazırlanan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesinin yerinde olmadığı-
Davacı vekilinin borçlunun itirazının kaldırılarak kiralananın tahliyesi istemiyle dava açtığı, borçlu itiraz etmekle takip durmuş olacağından kesinleşmiş bir takipten söz edilemeyeceği, bu durumda, mahkemece itirazın kaldırılmasına karar verilmeden, kiralananın tahliyesine karar verilemeyeceği-