Kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye istemine ilişkin davada; kira sözleşmesinin kiraya vereninin davacı olduğunun kabulü gerektiği, davalı borçlu takibe itiraz etmemekle birlikte; yargılama sırasındaki beyanında kira bedellerinin ödendiğini ileri sürdüğü ve banka hesap özeti dosya arasına alındığı, bu durumda; dosya arasına alınan ödeme belgeleri değerlendirilerek işin esası hakkında karar verilmesi gerektiği-
İİK’nun 63.maddesi hükmüne göre; itiraz eden kiracının, itirazın kaldırılması duruşmasında alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştirip genişletemeyeceği, davalı kiracının, takibe dayanak kira sözleşmesinde aylık kira bedelinin 750,00 TL olup, artış yapılacağına dair hüküm bulunmadığına ilişkin itirazı sözleşme metninden anlaşılır nitelikte olup sonradan ileri sürülmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, bu durumda; aylık kira bedelinin 750,00 TL olduğunun kabulü ile bu miktar üzerinden alacağın hesaplanması gerekirken takipte belirtilen miktarın tamamı üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Borçlunun kira ilişkisine ve kira miktarına açıkça karşı çıkmaması karşısında İİK.nun 269/2. maddesi gereğince; kira ilişkisinin ve kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerektiği, bu durumda; uyuşmazlıkta yargılamayı gerektirir bir hususun bulunmadığı, ancak davalının yasal süresinde takibe itiraz etmesi üzerine icra takibi durmuş olup, itiraz kaldırılmadan ya da iptal edilmeden tahliyeye karar verilemeyeceği, dava dilekçesindeki isteğin sadece kiralananın tahliyesine ilişkin olduğu, itirazın kaldırılmasının talep edilmediği ve itirazın kaldırılması istenmeden tahliyeye karar verilemeyeceğinden istemin reddine karar verilmesi gerektiği-
İtirazın kaldırılması talebinin reddi kararı kesinleşmiş olup bu durumda itiraz kaldırılmadan tahliye kararı verilemeyeceği gözetilerek tahliye isteminin reddi gerektiği-
İcra mahkemesinin ödeme emrindeki usulsüzlüğü kendiliğinden dikkate alamayacağı, kesinleşen takip üzerine yasal süre içerisinde ödeme de bulunmadığından borçlunun temerrüdünün de gerçekleştiği, mahkemece tahliyeye karar verilmesi gerekeceği-
İcra müdürlüğü takip talebi ile bağlı olup talebin dışına çıkılarak tahliye istemi bulunmadığı halde ihtarlı ödeme emri düzenlenmesinin tahliye açısından hukuki sonuç doğurmayacağı, hukuki sonuç doğurmayan ödeme emrine dayanılarak tahliye kararı verilemeyeceği, davacı alacaklının icra mahkemesinden tahliye isteminde bulunabilmesi için, takip talepnamesinde tahliye talebinin bulunmasının zorunlu olduğu-
İİK. mad. 269/1 (TBK. mad. 315) uyarınca, otuz günlük ödeme süresinin ödeme emrinde açıkça yazılması zorunlu olup, yasaya uygun olarak düzenlenmeyen ödeme emrinin hukuki sonuç doğurmayacağı-
Mahkemece,takip tarihinden sonra dava tarihinden önce yapıldığı iddia edilen kira sözleşmesinin tahliye talebinden vazgeçme niteliğinde olup olmadığı üzerinde durulmadan ve davalıya sözleşmeyi sunma imkanı verilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
İİK’nın 269/1. madde göndermesiyle olayımızda uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu’nun 315. maddesinde yer alan otuz günlük ödeme süresinin ödeme emrinde açıkça yazılması zorunlu olup, yasaya uygun olarak düzenlenmeyen ödeme emrinin hukuki sonuç doğurmayacağı, hukuki sonuç doğurmayan ödeme emrine bağlı olarak tahliye kararı verilemeyeceği-
Takip dayanağı kira sözleşmesinde kira bedelinin ödeme yeri olarak; davacı alacaklının banka hesap numarasının açıkça belirtildiği, davalı borçlu takibe konu borcu, kira sözleşmesinde kararlaştırılan banka hesabına yatırdığını belirterek ilgili banka hesap hareketlerinin getirtilmesini talep etmişse de; mahkemece, bu konuda gerekli araştırma yapılmadan hesap ekstreleri getirtilmeden eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı-