Taraflar arasındaki kira sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu azami miktar ve kefalet tarihine ilişkin el yazısı ile yazılmış bir ibare bulunmadığından, TBK.nın 583.maddesinde belirtilen şekil şartlarına uyulmadan yapılan kefalet sözleşmesi geçersiz olduğundan, mahkemece davalı kefil hakkındaki davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemi-
Ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi beklenmeden tahliye isteminde bulunulamayacağı-
İhtarlı ödeme emrinde yasal itiraz ve ödeme süreleri ile tahliye ihtarının yer alması gerekeceği, buna karşın takibin hangi kira dönemlerine ilişkin olduğunun belirtilmesi gerektiğine ilişkin yasal bir zorunluluk olmadığı gibi bu hususta şikayet yoluna da gidilmediği, ayrıca mahkeme hakimince gerekli görülmesi halinde HMK'nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında davacı taraftan talep edilen aylar kirası hususunda açıklama yapmasının da istenebileceği, bu açıklamalar ışığında mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacı vekilinin sunulan sözleşmeyi kabul etmediklerini, sözleşme altındaki imzanın davacıya ait olmadığını iddia ettiği, davalı vekilince sunulan ikinci kira sözleşmenin Hususi Şartlar 12. maddesinde bu tarihe kadar taraflar arasında 01.01.2012 tarihli sözleşmeye göre ödenmesi gereken tüm borçların kiracı tarafından ödendiği, kiraya verenin hiç bir alacağı olmadığı, iş bu sözleşme ile eski tarihli olan 01.01.2012 tarihli sözleşmenin feshedilmiş olduğunun kararlaştırıldığı, davacı vekilinin sunulan yeni tarihli kira sözleşmesindeki imzayı inkarı ve 25.08.2014 tarihli sözleşmenin içeriği gözönüne alınarak mahkemece işin çözümünün yargılamayı gerektirdiğinden bahisle davanın reddi gerekeceği-
Davacı vekilinin borçlunun itirazının kaldırılarak kiralananın tahliyesi istemiyle dava açtığı, borçlu itiraz etmekle takip durmuş olacağından kesinleşmiş bir takipten söz edilemeyeceği, bu durumda, mahkemece itirazın kaldırılmasına karar verilmeden, kiralananın tahliyesine karar verilemeyeceği-
Mahkemece sadece takip konusu eksik ödenen aylara ilişkin olarak bilirkişi raporu ile belirlenen aylık kira bedelinden yapılan ödemelerin mahsubu ile belirlenen rakam üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken takip konusu yapılmayan ayların da hesaba katılması ile hazırlanan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesinin yerinde olmadığı-
Davaya ve icra takibine konu 20.07.2006 başlangıç tarihli, altı yıl süreli yazılı kira sözleşmesi ile kiralananın sera olarak kullanılmak üzere kiraya verildiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, kiralananın niteliğine göre hasılat (ürün) kirası söz konusu olup, Türk Borçlar Kanunu'nun 362.maddesi gereğince, davalı kiracıya altmış günlük ödeme süresini içeren ödeme emrinin tebliğ edilmesi gerekirken otuz gün ödeme süreli ödeme emri düzenlenmiş ve tebliğ edilmiş olduğundan bu ödeme emrine dayanılarak tahliye kararı verilemeyeceği-
2886 Sayılı Yasa hükümlerine göre kiraya verilen taşınmazlara ilişkin kira sözleşmelerinin kira süresinin bitimi ile yasal olarak sona ereceği, sözleşmenin ve ek sözleşmelerin sona erdiği 31.12.2010 tarihi itibariyle taraflar arasındaki kira ilişkisi sona erdiğinden davalıların haksız işgalci durumunda oldukları, bu durumda davacı idarenin İİK.nun 269 ve devamı maddelerine göre kiralanan gayrimenkulün ilamsız icra yoluyla tahliyesini isteyemeyeceği, buna göre, mahkemece tahliye isteminin reddine karar vermek gerekeceği-
Ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik şikayetin reddine ilişkin karar kesinleşmediğinden temerrüt olgusunun gerçekleştiğinin veya gerçekleşmediğinin söylenemeyeceği, Bölge Adliye Mahkemesi'nin temerrüdün başlangıç tarihinin, dava dilekçesinin tebliğ tarihi olan 04.04.2017 olduğuna ilişkin kabulünün de doğru olmadığı, bu durumda davalı tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürerek usulsüz tebliğ tarihinin düzeltilmesini istediğine göre, mahkemece şikayete ilişkin kararın kesinleşmesi beklenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-