İİK’nun 148 ve 150/ı maddeleri uyarınca takip dayanağı ipotek belgesinin aslı yada tasdikli suretinin icra dosyasına ibraz edilmiş olmasının ‘takip şartı’ olduğu, bunun dosyaya ibraz edilmemiş olmasının, icra emrinin iptaline neden olacağı- Bu konudaki şikayetin yedi günlük şikayete tabi olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesince, “ şikayetçi borçluya çıkartılan ............ Noterliği'nin ihtarnamesi borçlunun "Emek Mah. Sarıkaya Cad., 54/1 Seyitgazi/Eskişehir" adresinde "aynı konutta sakin tebellüğe ehil eşi .......... imzasına tebliğ edildi." şerhi ile .............. tarihinde tebliğ edildiği, tebligatın usule uygun olduğu görülmektedir.” gerekçesine yer verilmişse de, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetli görülerek hüküm kısmında istinaf başvurusunun İİK'nın 366 ve HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi sonucunda kararın gerekçesi ile hüküm kısmı arasında çelişki meydana getirilmesinin HMK'nın 298/2. maddesine aykırı ve başlı başına bozma sebebi olduğu-
Bölge Adliye Mahkemelerinin düzelterek onama yada sonucu doğru onama yetkisinin olmadığı-
Toplu rehin durumunda, ipotek alacaklısının, alacağı gününde ödenmemişse, TMK. 873 hükmü gereği, üzerinde toplu (birlikte) rehin kurulmuş olan taşınmazların her birinin aynı zamanda satılmasını talep etmek zorunda olduğu-
Taşınmazlar üzerinde kurulu ipoteklere dair resmi senedin niteliğinin toplu ipotek olup, TMK'nın 873/3.maddesi uyarınca, alacaklı tarafından tüm taşınmazlar hakkında takip yapılması gerekeceği-
İİK 149 uyarınca aralarında zorunlu takip arkadaşlığı bulunan borçlular ve ipotek verenlere takibin yöneltilmediği görüldüğünden, süresiz şikayet yoluyla takibin iptalinin istenebileceği- İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte zorunlu takip arkadaşlığının kamu düzenine ilişkin olduğu-
İpotek borçlusunun mirasçısı tarafından icra mahkemesine sunulan şikayet dilekçesinde limit aşımı iddiasında bulunulmadığının anlaşıldığı, limit aşımına ilişkin şikayet her ne kadar süresiz olarak her zaman ileri sürülebilir ise de mahkemece talepten fazlasına hükmedilemeyeceğinden, re'sen bu hususun değerlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Borçlunun genel kredi sözleşmesindeki adresine çıkarılan tebligatta, haber bırakılan kişinin kim olduğu açıkça belirtilmediğinden muacceliyet ihbarının bu hali ile TK’nun 21.maddesine aykırı olarak tebliğ edilmekle usulsüz olduğunun anlaşıldığı, bu durumda, alacaklının, borçluya takip öncesi ihbarda bulunması zorunluyken, usule uygun bir ihbar olmaksızın, borçlu aleyhine ipoteğe dayalı ilamlı takip başlatılmış olması usul ve yasaya aykırı olup, borçlunun bu konuda süresiz şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurarak icra emrinin iptalini isteyebileceği-
İpotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değil ise de, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması için bu istemin hem borçluya hem kendisine karşı yapılmış olması gerektiği- Takip tarihi itibariyle yeni ipotek maliki 3. kişinin asıl borçlu ile zorunlu takip arkadaşı olarak takip talebinde birlikte taraf olarak gösterilmesi gerektiğinden, takip tarihinden önce ipotek konusu taşınmazı satan şikayetçi eski malik ve müteselsil kefilin takipte taraf olarak gösterilmesinin hatalı olduğu- Şikayetçi, takip tarihi itibariyle kredi borçlusu olmadığı gibi, ipotek veren de olmadığından hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamayacağı ve kendisine icra emri gönderilemeyeceği-