İpotek borçlusunun mirasçısı tarafından icra mahkemesine sunulan şikayet dilekçesinde limit aşımı iddiasında bulunulmadığının anlaşıldığı, limit aşımına ilişkin şikayet her ne kadar süresiz olarak her zaman ileri sürülebilir ise de mahkemece talepten fazlasına hükmedilemeyeceğinden, re'sen bu hususun değerlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İpotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değil ise de, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması için bu istemin hem borçluya hem kendisine karşı yapılmış olması gerektiği- Takip tarihi itibariyle yeni ipotek maliki 3. kişinin asıl borçlu ile zorunlu takip arkadaşı olarak takip talebinde birlikte taraf olarak gösterilmesi gerektiğinden, takip tarihinden önce ipotek konusu taşınmazı satan şikayetçi eski malik ve müteselsil kefilin takipte taraf olarak gösterilmesinin  hatalı olduğu- Şikayetçi, takip tarihi itibariyle kredi borçlusu olmadığı gibi, ipotek veren de olmadığından hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamayacağı ve kendisine icra emri gönderilemeyeceği-
Borçlunun genel kredi sözleşmesindeki adresine çıkarılan tebligatta, haber bırakılan kişinin kim olduğu açıkça belirtilmediğinden muacceliyet ihbarının bu hali ile TK’nun 21.maddesine aykırı olarak tebliğ edilmekle usulsüz olduğunun anlaşıldığı, bu durumda, alacaklının, borçluya takip öncesi ihbarda bulunması zorunluyken, usule uygun bir ihbar olmaksızın, borçlu aleyhine ipoteğe dayalı ilamlı takip başlatılmış olması usul ve yasaya aykırı olup, borçlunun bu konuda süresiz şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurarak icra emrinin iptalini isteyebileceği-
İpotek resmi senedinde, dava konusu ipoteklerin 'bila faiz ve 15.10.2014 süre ile' tesis edildiği belirtilmiş, icra takipleri ise 11.12.2014 tarihinde başlatılmış olduğundan, bu durumda, 15.10.2014 tarihinde ipotek kalkacağından, ipotek süresinden sonra bu ipoteklere dayanılarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamayacağı-
Şikayet edene hesap kat ihtarı tebligatı yapılmış olmakla, her ne kadar tebligat usulsüz ise de borçlu tarafından en geç icra emri tebliğ tarihinde bu husustan haberdar olunduğu nazara alındığında şikayet süresinde olmadığı gibi, borçlunun dava dilekçesinde getirdiği kat ihtarnamesine ilişkin tebligat usulsüzlüğü şikayetini, istinaf başvurusunda ileri sürmediğinin görüldüğü, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince re'sen kat ihtarı tebligatı usulsüzlüğü değerlendirilemeyeceğinden borçlunun istinaf dilekçesi içeriği gözetilerek sair istinaf sebeplerinin incelenmesi ile yetinilmesi gerekeceği-
İİK'nın 149. maddesi içeriğinden, asıl borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunması nedeniyle haklarında birlikte takip yapılması gerektiği anlaşıldığından, asıl borçlu yönünden tesis edilen tedbir kararının zorunlu takip arkadaşları olan ipotek malikleri yönünden de sonuç doğuracağının kabulü gerekeceği-
İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda akdi faiz oranının % 14,68; temerrüt faiz oranının ise % 30 olduğu kabul edilerek hesaplama yapıldığı ve mahkemece buna göre hüküm tesis edildiği- istinaf incelemesine konu mahkeme kararında esas alınan temerrüt faiz oranının alacaklı lehine kesinleştiği dikkate alınarak buna göre gerekirse bilirkişiden ek rapor alınıp istinaf başvurusunun incelenmesi ve sonuçlandırılması gerektiği-
İİK'nun 149. maddesine göre aralarında zorunlu takip arkadaşlığı bulunan asıl borçluya takibin yöneltilmediğinin görüldüğü, Yasa hükmüne aykırı olan bu eksikliğin mahkemece re'sen nazara alınması gerekmekte olup İİK'nun 16/2. maddesi gereğince takibin her aşamasında ve süresiz olarak şikayet yoluyla ileri sürülebileceği, bu durumda, asıl borçlu hakkında yapılmış bir takip bulunmadığına göre, takibe devam edilmesi ve ipotek veren borçluya ait taşınmazın satışı mümkün olmadığından, yapılan ihalenin de yok hükmünde olduğu, o halde, mahkemece, re'sen ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
İİK. 149. uyarınca kredi sözleşmesi kefillerine icra emri gönderilemeyeceği- Takibe konu ipoteğe esas kredi sözleşmesindeki kefilin ihalenin feshini talep edemeyeceği- İşin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği-
Aynı alacak için aynı taşınmaz üzerinde farklı derece ile tesis edilmiş ipotekler nedeniyle birlikte takip yapılması gerektiği-