Takip dayanağı ipotek, limit (üst sınır) ipoteği niteliğinde olup, alacaklı ve davacı/ipotekli taşınmaz maliki arasında cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir kredi ilişkisi bulunmadığı gibi, alacaklının da kredi veren kuruluş (banka) niteliğini haiz olmadığı, dolayısıyla, taraflar arasında İİK'nın 150/ı maddesinde açıklanan koşullarda cari hesap ve kredi ilişkisi söz konusu olmadığından icra emri gönderilmesine olanak tanıyan anılan maddenin olayda uygulanma yerinin bulunmadığı- Takip konusu ipoteğin, İİK'nın 149. maddesinde düzenlenen kesin borç ipoteği mahiyetinde olmadığı, öyleyse, alacaklı tarafından sözü edilen maddelere dayanılarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapılması mümkün olmadığından, davacı borçlu yönünden icra emrinin iptaline karar verilmesine ilişkin İlk Derece Mahkeme kararında herhangi bir isabetsizlik olmadığı-
İpotek veren ..............'in takip öncesi ipotekli taşınmazı ...........'e; bu kişinin de .............'a sattığı, alacaklı tarafından ...... Ltd. Şti. ile ipotekli taşınmaz maliki sıfatıyla ............ hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığının, İİK'nın 149. maddesi gereğince aralarında zorunlu takip arkadaşlığı bulunan ve asıl borçlu konumunda olan ...........'e takibin yöneltilmediğinin, bu kişiye itiraz ve defilerini ileri sürme hakkı verilmediğinin anlaşıldığı, ayrıca takip tarihi olan ............ tarihinden önce taşınmazı ............... tarihinde ipotek yükü ile satın alan .............. yönünden alacaklının ek takip talebi üzerine buna uygun icra emri düzenlenmesi gerekirken, ek takip talebi düzenlenmeksizin alacaklının ............. tarihli talebi üzerine doğrudan icra emri düzenlendiğinin görüldüğü, o halde İlk Derece Mahkemesince, kredi sözleşmesinin borçlusu ....... Ltd. Şti. yanında, kredi sözleşmesinin kefili ve kefalet borcu ipotekle teminat altına alındığından asıl borçlu konumuna gelen ........... ile ipotekli taşınmazı takip tarihinden önce ipotek yükü ile satın alan ........... hakkında usulüne uygun olarak yapılmış bir takip bulunmadığından İİK'nın 149. maddesine aykırılık teşkil eden takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İpotek akit tablosunda “aldığı 300.000,00 TL bedel mukabilinde diğer kredi için ............. lehine 1. derecede, faizsiz faiz ve 28.12.2018 süre ile ipotek tesis ettiği” açıklamasının bulunduğu, belirtilen bu sürenin açıkça ipoteğin süresi olarak gösterildiği, karz olarak alınmış (doğmuş) 300.000,00 TL borcun vadesinin ise akit tablosundan açıkça anlaşılamadığı, 13.2.2019 olan takip tarihi itibariyle süreli ipotekle ilgili MK’nın 883. maddesinin ikinci fıkrası henüz yürürlüğe girmediğinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinin süresinde yapıldığının anlaşıldığı, değişen içtihadımız uyarınca ipotek akit tablosunda yazılı 28.12.2018 tarihi vade tarihi olarak nitelenemeyeceği için bu tarihte alacağın muaccel olduğundan söz edilemeyeceği, o halde mahkemece, takipten önce gönderilen muacceliyet ihtarı bulunup bulunmadığı alacaklıdan da sorularak tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken borçlu ve ipotek veren malik için muacceliyet ihbarına gerek bulunmadığı gerekçesi ile istemin reddinin isabetsiz olduğu-
Asıl borçlu ve/veya ipotekli taşınmaz malikine icra emri gönderilebilmesi için, alacaklı tarafından, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adreslerine noter aracılığıyla hesap kat ihtarının gönderilmesi gerektiği- Kat ihtarı tebliğ işlemi usulsüz ise süreli; hiç gönderilmemiş veya tebligat yapılmamış ise süresiz şikayete tabi olduğu yönündeki Y 12. HD. görüşünde değişiklige gidilerek, İİK 150/ı'da yapılması belirtilen tebligatın ilamlı takipte takip şartı kabul edilip, usulsüz yapılan tebligatın yok hükmünde olduğunun ve bu şikayetin süresiz olarak yapılabileceğinin kabul edildiği-
01.01.2020 tarihinde süresi sona eren ipoteklerin ( 30 gün içinde yani 31.01.2020 tarihine kadar) icraya konularak İcra Müdürlüğünce İİK m.150/c maddesinde belirtilen şerhin, taşınmazın tapu kaydı üzerine konulması gerekeceği, aksi takdirde taşınmaz üzerindeki ipoteğin sona ereceği ( terkin edileceği) -
Derdestliğin HMK’da dava şartı olarak düzenlenmesi ve derdestliğin takip şartı olduğunun 20.01.2023 T. 2/1 sayılı İBK kararı ile benimsenmesi karşısında, Y 12. HD.'nce görüş değişikliğine gidilerek "-icra takibinin ilamlı ya da ilamsız olduğuna bakılmaksızın- mükerrer takibin iptali talebinin 'takip şartı' olarak değerlendirilmesi ve bu talebin icra mahkemesine (süresiz) şikayet yolu ile getirilebileceğinin" kabul edildiği- Takip talebinde ve Ör: 6 icra emrinde açıkça "... borçlu aleyhine başlatılan ... icra  dosyası, başkaca başlatılacak takip dosyaları ile tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla" açıklamasına yer verildiğinden, söz konusu takiplerdeki asıl borcun aynı kredi sözleşmesinden kaynaklandığının alacaklı tarafından belirtildiği ve aynı borç için birden fazla takip açıldığı, yani, ipotekli takibin diğer takiplere mükerrerlik oluşturduğunun kabulü ile ipotekli takibin iptaline karar verilmesi gerektiği- 
Davalı Banka ile diğer davalı arasındaki temlik sözleşmesinin TMK m. 2'ye aykırı olduğu, alacağı temlik alan davalının temlik konusu alacağının teminatını teşkil eden borçlulara ait dava dışı diğer ipotekli gayrimenkullerin ipotek takibi dışına çıkartması sonucu bu taşınmazları borçluların tasarrufuna bırakması ve sadece üçüncü şahıs konumundaki davacı müvekkiline ait gayrimenkullerin icra marifeti ile satılmasına yol açan tüm takip işlemlerinin muvazaalı olduğunun tespiti ile iptali, davacının gayrimenkulünün teminat teşkil etmedi ve bu nedenle üçüncü şahıs davacının borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesi istemi- Davacının borçtan şahsen sorumlu olmayıp ipotek ile yükümlü taşınmazın maliki olduğu, tapu sicilinde bulunan ipotek ile yükümlü olarak taşınmazı devralan kişinin bu ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip işlemlerine borcu ödemeksizin karşı koyamayacağı- Davacının davalılar arasında yapılan alacağın/ipoteğin temliki sözleşmesinde taraf olmadığı, davacının iddia ve taleplerine dayanak yaptığı noterde düzenleme şeklinde yapılan temlik sözleşmelerinin de tapu siciline tescil edilerek oluşturulmuş olup taşınmaz üzerindeki ipotek kaydını da kabullenerek satın alan davacı bakımından ipotek alacaklısının davalılardan herhangi biri olmasının sonuca etkisi olmadığı, ipoteğin, taşınmazın aynını takip edeceği-
HMK'nın 114/1-ı maddesinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte (derdest) olmaması dava şartları arasında düzenlenmiş olduğunu; derdestliğin daha önceden açılmış ve halen görülmekte olan bir davanın yeniden aynı ya da başka bir mahkemede açılması durumunda, ikinci davanın açıldığı mahkemede nazara alınan ve bu davanın daha önceden de açılmış ve halen görülmekte olması sebebiyle usulden reddine karar verilmesini sağlamaya yönelik bir dava şartı olduğu- Derdestliğin şartlarının, aynı davanın aynı mahkemede ya da başka mahkemelerde iki kere açılmış olması, birinci davanın görülmekte (derdest) olması, birinci dava ile ikinci davanın aynı olması şeklinde sıralanabileceği- Öte yandan İcra mahkemesince verilen kararların, kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte, aynı takip dosyası nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen icra mahkemesi kararlarının, kesinleşmek koşuluyla sonraki şikayet yönünden birbirlerine karşı kesin hüküm teşkil edecekleri-
Borçluya muacceliyet ihtarının tebliğ edilmediğine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesi isabetli olmakla birlikte icra emrinin iptali ile yetinilmesi gerekirken anılan karar ile ............. İcra Müdürlüğünün ................... Esas sayılı dosyasındaki takibin iptaline karar verilmesi bozmayı gerektirir ise de; anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
İcra dosyasının incelenmesinde Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararından önce ................ tarihinde müdürlükçe dosyanın haricen tahsil ile kapatılmasına karar verildiği, bu hususun şikayetçiler vekili tarafından sunulan 07/06/2023 tarihli dilekçede de belirtildiği anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesince; borçluların itiraz ve şikayetleri konusuz kaldığından, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-