İcra ve İflâs Kanunu'nun 265,III hükmüne göre, “… Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir.” hükmü uyarınca, taraflar usulen davet edilip, duruşma açılarak itiraz hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacının çekin arkasındaki cirosunu iptal etmeyi unutmasının sonucuna katlanmak zorunda olduğu, zira çeki ciro yoluyla alan son hamilin bu durumu bilemeyeceği-
"İlk cironun lehtar tarafından yapılmamış olması nedeniyle ciro zincirindeki bu bozukluk lehtar banka ile borçlu ve kefil arasındaki ilişkiye zarar vermez ise de, ciranta yönünden alacaklı bankanın yetkili hamil sayılmayacağı, bu nedenle cirantaya yönelik vadesi gelmiş bir borç bulunma koşulunun oluşmadığı" gerekçesiyle, "itirazın kısmen kabulüne, ihtiyati haciz kararının ciranta yönünden kaldırılmasına" karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyati haciz kararına dayanak bulunan senedin cirantası durumunda olan ihtiyati hacze itiraz eden yönünden 6102 Sayılı TTK'nın 714/5 maddesi uyarınca alacaklının protesto keşide ettiğine dair delilin bulunması gerekeceği-
İhtiyati haciz kararına itiraz üzerine verilen kararlara karşı temyiz yolunun açık olduğu, ancak temyiz incelemesi sonucu verilen kararın kesin olduğu-
İhtiyati hacze itiraz eden borçluların ipotek resmi senetlerine göre, hem ipotek veren üçüncü kişi hem de müteselsil kefil sıfatıyla sorumluluk altına girdikleri, ayrıca İcra İflas Kanunu'nun 265. maddede ihtiyati hacze itiraz sebeplerinin sınırlı olarak belirtildiği ancak borçluların itiraz sebeplerinin bunlardan hiçbirisine dahil olmadığı-
İİK'nın 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz nedenleri sınırlı olarak sayılmış olup, bunların kararın dayandığı sebepler, teminat ve mahkeme yetkisi olarak belirtildiği, İİK'nın 265. maddesinde sayılan nedenlere dayanmayan ve özellikle iflas ertelenmesi dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararının ihtiyati haciz istenmesine engel olduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmadığı-
İbraz edilen irsaliyeli faturaların alacağın varlığı ve muaccel olduğu konusunda mahkemede kanaat uyandırması halinde, ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verileceği-
İhtiyati haciz kararına itiraz eden vekilinin talebinin kabulüne ilişkin kararın temyizi üzerine Dairemizce tesis edilen onama kararı kesin olduğundan ve bu karara karşı karar düzeltme yolu bulunmadığından alacaklı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin reddi gerektiği-
İhtiyati haciz isteyen ile talep dışı asıl borçlu arasındaki uyuşmazlığın net olarak belirlenemediği, bu şekilde salt kefalet senedine dayanılarak ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği-