Davalı banka tarafından dava kabul edildiğinden, davacının dava açmakta haklı olduğu dikkate alınarak yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden hüküm kurulması gerektiği-
Alacaklı vekilinin duruşmada itirazın kaldırılması talebinden feragat ettiği, mahkemece; davadan vazgeçme nedeniyle davanın reddine karar verildiği, yargılama giderlerinin alacaklı üzerinde bırakıldığı ancak vekille temsil edilen borçlu lehine vekalet ücretine hükmedilmediği görüldüğünden, mahkemece, 6100 sayılı HMK ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri çerçevesinde inceleme ve değerlendirilme yapılarak borçlu lehine vekalet ücreti takdiri gerekeceği-
Vekille takip edilen davalarda vekalet ücreti yargılama giderleri arasında sayıldığı, davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hallerde yargılama giderlerinden davacının sorumlu olduğu-
İpoteğin kaldırılmasına istemiyle açılan davaya konu taşınmazın, davanın devamı sırasında cebri icra ile satılması halinde, dava konusu taşınmazın aile konutu olma niteliğini kaybedeceği ve bu durumda, konusuz kalan dava hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesinin isabetli olduğu, ancak bu durumda, davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların haklılık durumları tespiti edilerek  yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusunda da bir karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu paranın Vergi Dairesi tarafından yargılama sırasında davacıya iade edildiği anlaşıldığından davanın konusuz kaldığı- Mahkemece "konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına" dair karar verilip, itirazın iptali davasının açıldığı sıradaki haklılık durumu gözetilerek yargılama gideri ve vekalet ücretine de karar verilmesi gerektiği-
Müteselsil sorumlulukta dahil olmak üzere birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde red sebebi aynı olan davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmolunacağı-
Açılan dava kısmen kabul kısmen red ile sonuçlanmış olmakla; davalılar lehine reddedilen kısım üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekeceğii-
Murisin içinde yolcu olarak bulunduğu minibüsün sürücüsü ve işleteni aleyhine açılan davada, davalı vekilinin istemi üzerine ise, dava KGM'ye ihbar edilmiş olup, ihbar edilen KGM hakkında açılmış bir dava ve aleyhine verilmiş bir hüküm bulunmadığından temyiz inceleme istemi hakkı bulunmayan ihbar olunan KGM vekilinin temyiz isteminin reddi gerektiği- Kaza tarihi ve murisin tek taraflı kaza yapan minibüste hatır için taşındığının ve alkollü sürücü olan davalının kullandığı minibüse binmiş olduğunun anlaşılmasına ilişkin hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacılar için takdir olunan davacı anne ve baba için 70.000,00'er TL,beş kardeş için ayrı ayrı 30.000,00'er TL manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu- Murisin içinde yolcu olarak bulunduğu zarara neden olan araçla taşıma işi yapılmakta olup temerrüt faizi olarak avans faize hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilemeyeceği- Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusu olup davacılar lehine kabul edilen rakamlar üzerinden her bir davacı için ayrı ayrı nıspi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Ölünceye kadar bakım akdinin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetliyse de, taşınmazın aynına ilişkin tapu kaydının iptali ile miras payları oranında tescili, olmadığı takdirde tenkisini istemli davada, çekişmeli taşınmazın keşfen belirlenen değeri üzerinden harcın tamamlattırılmadığı gözetilerek, dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden davada vekille temsil edilen davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken keşfen belirlenen değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece; alacaklının itirazın kaldırılması isteminin kısmen kabul edildiği ve borçlunun kendisini bir vekille temsil ettirdiği halde borçlu yararına 6100 sayılı HMK’nun 323. ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 11/3. maddesi gereğince vekalet ücretine hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu-