Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemi-Hükmün fer'ileri- Davacılar vekilinin karar duruşmasında "yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına" muvafakat ettiği, yargılama gideri kavramının harçları, vekalet ücretini ve dava aşamalarında yapılan tüm masrafları da kapsayan bir üst kavram olduğu-
Tapu kaydında düzeltim istemi- Davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde davacı tarafın yargılama giderlerinden sorumlu olacağı, vekalet ücretinin de yargılama gideri olduğu, bu nedenle AAÜT'nin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmeyecek oranda vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Hakem heyetince, ceza dosyası (kusur raporları, karar örnekleri) getirtilerek, alanında uzman bilirkişiden kusur dağılımına ilişkin, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli ve kaza tespit tespit tutanağı ile çelişkiler giderilecek şekilde rapor alındıktan sonra çıkan sonucuna göre davalının usuli kazanılmış hakları gözetilerek maddi tazminat miktarı takdiri gerekeceği- 5684 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü ve AAÜT’nin 17/2 nci maddeleri bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Davalı lehine hesap raporundaki veriler yönünden kazanılmış usuli bir haktan söz edilemeyecek olup, İtiraz Hakem Heyetince bozma ilamı sonrasında alınan hesap raporunda güncel verilere göre hesaplama yapılması gerekirken, bozmadan önce alınmış 2021 tarihli bilirkişi raporundaki maluliyet oranı, bozma sonrası alınan maluliyet raporundaki oran olan %8 oranı ile değiştirilmek suretiyle, 2021 yılı asgari ücret verilerine göre hesap yapılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı- Davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT'ye göre belirlenen rakamın maktunun altında kalmayacak şekilde 1/5' i oranında olması gerekirken, 2021 yılı AAÜT' ye göre belirlenmesinin hatalı olduğu-
Soruşturma evrakına göre; davacı kardeşin, araç sürücüsünün alkollü olduğunu bildiği hâlde bu araca kendi isteğiyle bindiği, kazanın oluşumunda alkollü sürücünün kusurlu bulunduğu, yaralanması ile neticelenen kazanın meydana gelmesine, dolayısıyla muhtemel zararı doğuran fiile razı olduğu anlaşıldığından, TBK’nın 52 nci maddesi gereğince Dairemizin yerleşik uygulamasına göre %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle davalının sorumlu olduğu tazminat miktarının belirlenmesi gerekeceği- 5684 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü ve AAÜT’nin 17/2 nci maddeleri bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
İtiraz Hakem Heyetince, davacının maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümlerinden olay tarihinde yürürlükte olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak dosyada mevcut tüm raporlardaki tespitler de irdelenmek suretiyle maluliyete ilişkin çelişkiyi giderecek ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli yeni bir rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği- İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretine ilişkin olarak ilgili mevzuat uyarınca maktu vekâlet ücretinin altında kalmamak kaydıyla asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin 1/5’i oranında vekâlet ücreti yerine nispi ve tam vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
İtiraz Hakem Heyetince dava konusu trafik kazasına ilişkin varsa ceza soruşturma dosyası da dosya arasına alınarak tüm deliller değerlendirilmek suretiyle tarafların olaydaki kusur oranlarının tespiti için üniversite öğretim üyelerinden veya Karayolları Genel Müdürlüğünde görevli fen heyetinden seçilecek uzman bilirkişilerden denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- 5684 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü ve AAÜT’nin 17/2 nci maddeleri bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
İtiraz Hakem Heyetince; davacıda oluşan yara nedbesinin (skar) keloid veya hipertrofik skar niteliğinde olup olmadığı ve vücut yüzeyinin yüzde birinden fazla alanı kaplayıp kaplamadığı hususlarına dikkat edilerek davacının kazaya ilişkin tüm tedavi evrakı eklenip (eksik varsa temini ile) dosyada bulunan sağlık kurulu raporları da irdelenmek ve bizzat muayene edilmek suretiyle kaza tarihinde yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, daha önce düzenlenen raporlar arasındaki çelişkiyi giderir biçimde içerisinde plastik cerrahi uzmanının da bulunduğu yetkili sağlık kurulundan rapor alınıp sonucuna (davalının usuli kazanılmış hakları gözetilerek) göre karar verilmesi gerekeceği- Olayla ilgili davacı çocuğun annesi ve bisiklet tamirine gittiği tamircinin ifadelerinde, davacı çocuğun bisiklet tamircisine gittiği, bisiklet tamircisnin annesini arayarak çocuğunun yanında olduğunu söylediği, annesinin de evine getirmesini istediği, bisiklet tamircisinin de yoldan geçen ve tanıdığı motosiklet sürücüsünden çocuğu evine götürmesini istediği ve onun da kabul ettiği sabit olup davacının taşıma için ücret ödemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunun kabul edilmesi gerekeceği, bu durumun aksi ispat edilemediğinden davalı sigorta şirketinin süresinde yapılan hatır için taşıma savunmasına itibar edilerek TBK’nın 51 inci maddesi gereğince Dairemizin yerleşik uygulamasına göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle davalının sorumlu olduğu tazminat miktarının belirlenmesi gerekeceği- 5684 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü ve AAÜT’nin 17/2 nci maddeleri bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 54. maddesinde, bedensel zarar kapsamına giren zarar türlerinin örnekseme yoluyla sayıldığı, bakıcı giderinin de anılan kanun hükmü kapsamında tazmini gereken zararlardan olduğuna ve tedavi gideri teminatında yer aldığına ilişkin Dairemizin yerleşik uygulamaları ile Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı gereği, ZMSS Genel Şartları'nın A.5-c maddesine göre bakıcı giderlerinin sürekli sakatlık teminatı kapsamında kabul edilmesinin mümkün olmadığı, açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının hesap raporuna ve Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına itiraz ettiği ve yine kararı temyiz ettiği gözetildiğinde, karar tarihine en yakın veriler üzerinden ve davacının talebi ile bağlı kalınarak davaya konu edilen sürekli bakıcı gideri zararının poliçedeki tedavi giderleri teminatından karşılanması gerektiği dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerekeceği- Rapor ücreti yargılama giderlerinden olup tazminat gibi hüküm altına alınmasının doğru olmadığı- İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretine ilişkin olarak anılan mevzuat uyarınca maktu vekâlet ücretinin altında kalmamak kaydıyla asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin 1/5’i oranında vekâlet ücreti yerine nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
7. HD. 05.11.2024 T. E: 2023/4433, K: 4908