İflâs tarihine kadar oluşan faiz alacağının ana paraya ilave edilip toplamının masaya kaydı gerekeceği–
"Sıra cetveline itiraz" (kayıt terkini") davalarında isbat yükünün, alacağına itiraz edilen davalı-alacaklıda olduğu–
‘Vergi alacaklarının her hangi bir inceleme yapılmaksızın iflâs masasına kaydedilmesi ve eğer iflâs idaresinin buna yönelik bir itirazı varsa, bunu vergi mahkemesinde ileri sürmesi’ yönündeki ilkenin, verginin tarh, taahhuk ve tahsiline ilişkin ihtilaflar bakımından kabul edildiği; davalı yanın (iflâs idaresinin) borca itiraz etmeyip ‘ödeme’, ‘mükerrer kayıt’ ya da ‘mahsup’ itirazında bulunması halinde, konunun seçilecek bir bilirkişiye ya da bilirkişi kuruluna incelettirilerek, uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği–
Taraflar arasında ‘faiz oranı’ konusunda bir anlaşma bulunduğu kanıtlanmadığından takip konusu yabancı para alacağına -3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca- faiz hesaplanması gerekeceği–
Kayıt terkini davalarında ispat yükünün, alacağının esasına itiraz edilen davalı alacaklıya düştüğü, müflisin kabulünün alacağın sıra cetveline alınması için yeterli olmadığı davalı alacaklının, müflisin ticari defterlerine dayanarak alacaklının varlığının ispat edebilirse de, bu durumda müflisin ticari defter ve kayıtlarının kanuna uygun surette tutulmuş olması gerekeceği–
Kayıt-kabul davalarında, "alacağın iflâs tarihine kadar işleyecek faiziyle birlikte masaya kaydına" karar verilmesi gerekeceği ve iflâstan sonra işleyecek faizlerin -sıra cetveline yazılmayıp- tasfiyeden artan para varsa ondan ödeneceği–
Davacının 1986 yılındaki iflâstan sonra, 1994 yılına kadar, senet (bono) bedelinin kaydı için talepte bulunmayıp, 1987 tarihli beyanında ‘1984 yazında borçlu ile yeniden görüşmeye başlayıp senet düzenlediğini’ ileri sürmesine rağmen, senedin 1984 yılı Şubat ayında tanzim edilmiş olması gözetildiğinde, senedin gerçek bir borcu yansıttığının kabul edilemeyeceği–