İflâs idaresinin, dayanağı gösterilmeyen ve kanıtları verilmeyen alacağı ret etmekte haklı olacağı (iflâs idaresine verilmemiş olan kanıtların daha sonra, açılan "kayıt kabul davası" sırasında mahkemeye sunulması halinde, dava açılmasına neden olmamı
Davacının talimatı ile hesapta yapılan bölünmenin tasarruf mevduatı sigorta fonundan mevduat tahsil etme amacı ile yapıldığının ve gerçek bir işlem olmadığının kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı–
İflâs masasına başvuran alacaklıların -İİK. 223/III, c:5 uyarınca- "tebligatı kabule elverişli adreslerini bildirmeleri ve tebliğ giderini avans olarak vermiş olmaları" halinde, sıra cetveline itiraz (şikayet) süresinin, kendilerine sıra cetvelinin tebliğinden itibaren işlemeye başlayacağı–
İflâs durumuna gelmiş bir şirketin 300.000.000.000 TL. tutarındaki bir parayı vermesinin makul sayılmayacağı, ayrıca davalı şirket kasasından bu kadar para çıkışı da olmadığından, açılmış olan kayıt terkini davasında bu alacağın gerçek bir alacak olmadığı sonucuna varılarak, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı–
Borçlunun iflâs etmesinden dolayı bir tahsilat yapılmamış olduğundan, tahsil harcının iflâs masasına kaydının istenmeyeceği–
Sıra cetveli kendisi yönünden kesinleşen alacaklının tekrar kayıt talebinde bulunup, reddi halinde kayıt kabul davası açamayacağı–
Davacı bankanın, kredi sözleşmelerine dayanarak açtığı ilk ‘kayıt kabul davası’ sonucunda, alacağın kısmen kabulüne karar verilip fazla istem reddedildikten sonra aynı sözleşmelere dayanarak tekrar ‘kayıt kabul davası’ açamayacağı–
Bir güven kurumu olan bankaların munzam karşılık ve disponibilite gösterme yükümlülüğünden kurtulmak için ‘fisduciary’ olarak tanımlanan işlemi yapması halinde, müşteriyi aldatmaya yönelik bir hareket olduğundan, bankanın yatırılan paradan dolayı müşteriye karşı sorumluluğunun devam edeceği–
Davacı bankanın iflâs tarihi itibariyle alacağını saptayan ayrıntılı ve gerekçeli bilirkişi raporuna göre karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı–
