İtirazın iptali davası-
İpoteğin üst sınır ipoteği olması halinde borçlu ve ipotek verenin sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumlu olması gerekeceği-
Davalı ESK İnş. Ltd. Şti’den 1 adet daireyi 16.06.2004 tarihli özel satış sözleşmesi ve 21.06.2004 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, satım bedelinin 49.700,00 TL’sinin ödendiğini ancak konutun teslim tarihinin geçmesine rağmen teslim edilmediğini ileri sürerek 21.06.2004 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali ile ödenmiş olan 49.700,00 TL bedelin avans faizi ile birlikte iadesine-
İflasın açılması ile ipotekle temin edilen alacaklar hariç, diğer alacakların muaccel hale geleceği ve iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizler ve takip masraflarının da asıl alacağa eklenerek masaya yazılacağı, asıl alacağa faiz işlemeye devam ederse de, bunun ancak tasfiye bakiyesi kalırsa ayrıca ödeneceği, kayıt kabul davalarında tahsile değil, alacağın iflas masasına kaydına karar verilmekle yetinileceği, alacağın ödenmesinin ancak tasfiye sonunda masa mevcudunun sıra cetveline uygun biçimde dağıtımı aşamasında gerçekleşeceği ve alacakların tam olarak ödenip ödenmeyeceğinin ancak bu aşamada anlaşılabileceği-
İflas davalarının borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerde, iflastan sonra açılacak sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davalarının da iflasa karar verilen mahkemede görüleceği, bu hususun Yasa’da açıkça düzenlenen kamu düzenine ilişkin bir yetki kuralı olduğu-
İflas davalarının borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerde, iflastan sonra açılacak sıra cetveline itiraz davalarının da iflasa karar verilen mahkemede görüleceği, bu hususun Yasa’da açıkça düzenlenen kamu düzenine ilişkin bir yetki kuralı olduğu-
İflas sıra cetvelinde başka bir alacaklının kabul edilen miktar kadar alacağı bulunmadığına ya da sırasına yönelik itirazın, o alacağın sıradan terkin edilmesi talebini içerdiğinden, şikayet olarak icra mahkemesinde değil, İİK'nın 235/2. maddesi uyarınca sırasına itiraz edilen alacaklıya husumet yöneltilerek dava yolu ile ticaret mahkemesinde ileri sürülmesi gerektiği, kayıt kabul davalarında tahsile değil, alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesi gerektiği; davacının sadece kendi sırasına ilişkin şikayet nedenlerine dayanmayıp, diğer alacaklıların sırasına da itiraz etmiş olması halinde, bu istemin kayıt terkin davası olarak nitelendirilmesi gerektiği- Mahkemece, davacının MTV alacağının, İİK'nın 206/1. maddesi uyarınca rüçhanlı olduğu belirlendiği halde, sıra cetveli örneği getirtilerek ve taleple bağlı kalınarak İİK'nın 206. maddesine göre alacağının diğer kısmının sırasının belirlenmesi, davalı iflas idaresinin kabulü de gözetilerek, bu belirlenecek sıraya alacağın kayıt ve kabulüne karar verilmesi gerekirken, haciz sıra cetvelinde uygulama yeri olan, hacze iştirak kurallarına göre uyuşmazlığı çözme yoluna gidilmesinin isabetli olmadığı-
Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında , kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesinin gerekeceği, sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hükmün, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğuracağı ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulmasının gerekeceği-
Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında, kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesinin gerekeceği, sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hükmün, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğuracağı ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmünün kurulmasının gerekeceği-
Kayıt kabul davalarında tahsile değil, iflas tarihine kadar oluşan alacağın iflas masasına kaydına karar verilmekle yetinileceği, mahkemece davacının iflas tarihine kadar oluşan işçi alacağının kayıt ve kabulüne karar verilmesi gerekirken iflastan sonra işleyecek faiz miktarının da kayıt ve kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu-