Müflis şirketle ilgili asliye ticaret mahkemesinin iflasın ertelemesi davasında İİK. 179/b gereğince ihtiyati tedbir kararı verildiği, davacı tarafın alacağının dayanağını teşkil eden icra takiplerinin bir kısmının, tedbir kararı verilen tarihten sonra başlatıldığı ve müflisin daha sonra iflasına karar verildiği anlaşıldığından, mahkemece, ihtiyati tedbir kararından sonra başlatılıp, davalı şirketin şikayet yoluna başvurması üzerine iptaline karar verilen icra takipleri ile ilgili masraf ve vekalet ücretinin kayıt ve kabul istenen alacağa eklenmemesi gerektiği-
Muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olmasının, yani muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşımasının gerekeceği, takip işlemlerinin hızlandırılmasının, İİK’nın 20. maddesi uyarınca sürelerden feragat ve haczin borçlunun beyanı üzerine konulmasının, tek başına muvazaayı gösteren vakıalar olmadığı-
Kayıt kabul davalarında yetkili ve görevli mahkemenin iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesi olduğu-
Davacının, dava dilekçesinde, aleyhine dava açtığı kişinin adı, soyadı veya unvanı ile tebliğe yarar adresini bildirmemesi üzerine, mahkemece HMK'nın 119. maddesi uyarınca meşruhatlı ihtar tebliği edilmesi ve ihtara rağmen de davalıya yönelik açıklamada bulunmaması nedeniyle anılan yasal düzenleme uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin gerekeceği-
Davalının yanında işçi olarak çalışan dava dışı işçi tarafından işçilik alacaklarının tahsili yönünden açılan dava sonucunda verilen karar dayanak yapılarak kendisi aleyhine icra takibinde bulunduğunu ve takip sonucunda 21.06.2013 tarihinde ödeme yaptığını, dava dışı işçiye ödenen miktardan davalı yüklenicinin sorumlu olduğunu ileri sürerek ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline-
Taraflar arasındaki kayıt kabul davası-
Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında, kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesinin gerekeceği, sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hükmün, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğuracağı ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulmasının gerekeceği-
Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında ise, kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesinin gerekeceği, sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hükmün, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğuracağı ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmünün kurulmasının gerekeceği-
Davalının yanında işçi olarak çalışan dava dışı işçi tarafından işçilik alacaklarının tahsili yönünden açılan dava sonucunda verilen karar dayanak yapılarak kendisi aleyhine icra takibinde bulunduğunu ve takip sonucunda 15.11.2012 tarihinde 8.211.00.TL ödeme yaptığını, dava dışı işçiye ödenen miktardan davalı yüklenicinin sorumlu olduğunu ileri sürerek ödenen bedelin ödeme tarihiinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline-
Davalının yanında işçi olarak çalışan dava dışı işçi tarafından işçilik alacaklarının tahsili yönünden açılan dava sonucunda verilen karar dayanak yapılarak kendisi aleyhine icra takibinde bulunduğunu ve takip sonucunda 15.11.2012 tarihinde 3.384.94.TL ödeme yaptığını, dava dışı işçiye ödenen miktardan davalı yüklenicinin sorumlu olduğunu ileri sürerek ödenen bedelin ödeme tarihiinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline-