Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğurduğundan verilen kabul kararında durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Davacı vekilinin kendisine tebliğ tarihi olarak beyan ettiği 13.08.2013 tarihinin tebliğ tarihi olduğu ve davanın süresinde açıldığı kabul edilerek taraf delilleri toplanıp işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmesiyle davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturan, 90.000,00 TL asıl alacak, 8.200,00 TL icra vekâlet ücreti, 465,00 TL icra takip gideri, 36.000,00 TL icra inkâr tazminatı, 1.215,00 TL peşin dava harcı, 270,40 dava masrafları ve 6.970,00 TL mahkeme vekâlet ücreti yönünden de kayıt ve kabule karar verilmesi gerekirken, sadece takip tarihinden iflas tarihine kadar işlemiş faiz yönünden hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Şikayetçinin alacağının iflas masasına kaydı talebi kabul edilerek düzenlenen sıra cetvelinin ilanlarının yapılmasından sonra şikayet olunan iflas idaresinin re'sen değişiklik yapamayacağından şikayetin kabulü ile şikayet olunan iflas idaresinin kararının iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece iflas hâlinin ortadan kalktığı ve iflas masasının dağıldığından bahisle davanın konusuz kaldığı sonucuna varılmış ise de, davaya konu alacak istemi hâlen varlığını devam ettirdiğinden davanın konusuz kaldığından söz edilemeyeceği, aksi halde, kayıt kabul istemine dönüşen alacak davalarında da davalının iflas halinin ortadan kalkması durumunda davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilecek olup, bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlığın varlığını devam ettirmesine rağmen çözüme kavuşmamış olacağı ve 1982 tarihli Anayasamız'ın 36. ve AİHS'in 6. maddesi anlamında hak arama hürriyetinin ihlalinin gündeme geleceği-
Davalı şirket iflas halinde olduğuna göre, davanın kayıt kabul istemine ilişkin olduğu, İİK'nın 235. maddesine göre, bu tür davaların iflâsa karar veren yerdeki Ticaret Mahkemesi'nde açılmasının zorunlu olduğu-
Kayıt kabul davaları süreye tabi olup, bu sürenin kural olarak iflas sıra cetvelinin İİK'nın 166. maddesinde gösterilen usulde ilanından itibaren işlemeye başlayacağı, eğer davacı aynı Kanun'un 223. maddesi hükmü uyarınca tebliğe elverişli adres gösterir ve gerekli masrafı avans olarak yatırırsa, sürenin kendisine yapılan tebliğden itibaren hesaplanacağı-
Kayıt kabul davasının maktu harç ve vekalet ücretine tabi olduğu-
İİK. 235.maddesi gereğince sıra cetveline itiraz davalarının Ticaret Mahkemesinin görevi içine girmekte ise de, dava açıldığı tarih itibariyle, davalının iflas etmemiş olması halinde, davacının açtığı alacak davasının yasa gereği masaya kayıt kabule dönüşen bir dava haline gelmiş olduğu-
Davanın, dava dışı işçilere ödenen işçilik alacaklarının rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu, iflas masasından istenen bir alacağın, iflas alacağı mı, yoksa masa alacağı mı olduğunu belirlemenin büyük öneminin olduğu, iflasın açıldığı sırada müflise karşı ileri sürülebilecek alacakların iflas alacaklarını; iflasın tasfiyesi sırasında yapılan masraflarla, iflas idaresinin yükümlü olduğu ya da devraldığı mükellefiyetlerin de (genel bir ifade ile) masa borçlarını oluşturacağı, ancak masa borçlarının da iflas alacaklarından önce ödeneceğinin doktrin ve uygulamada kabul edildiği-