İİK'nun 99. maddesine göre yapılarak alacaklıya dava açmak üzere süre verildiği, alacaklı vekili tarafından 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde eldeki dava açıldığı, ancak alacaklı vekilinin şikayet başvurusu nedeniyle, şikayete konu hacizlerin İİK'nun 97. maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına karar verildiği ve anılan kararın kesinleştiği, bu şekilde, İİK'nun 99/1. maddesi gereğince icra mahkemesine istihkak davası açması için alacaklıya süre verilmesi işleminin iptali ile alacaklının dava açma yükümlülüğü ortadan kalktığından, davanın konusuz kaldığı, bu durumda mahkemece, dava konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/a ve 32. maddeleri gözetilerek, yenileme dilekçesi sunan temlik alan davacı vekiline yenileme harçlarını yatırması konusunda kesin süre verilerek sonucuna göre işlem yapılması gerektiği-
Tarafların duruşmalarda hazır olmaları halinde bir sonraki duruşma günü ve saatinin taraflara tefhim edilmek suretiyle bildirileceği, taraflardan biri veya vekili mazereti nedeniyle belirtilen gün ve saatte duruşmaya gelmemiş, mazeret dilekçesi göndermiş, mahkemece de bildirilen mazeret kabul edilmiş ise, mazeret bildiren tarafa tensip edilecek duruşma gününün davetiye ile bildirilmesi gerekeceği, gelmeyen tarafın mahkeme gününü kalemden ya da UYAP tan öğrenmesine şeklinde karar verilemeyeceği, duruşmaya mazereti sebebiyle gelemeyen taraf mazeret dilekçesinde bu yönde bir talepte bulunsa ve mahkeme gününü kalemden ya UYAP tan öğreneceğini bildirse dahi, mahkemece bu yönde bir karar alınamayacağı, zira duruşma gününün gelmeyen tarafa davetiye ile bildirilmesinde yasal zorunluluğun bulunduğu, Yasa'da bulunmayan bir kurala dayanılarak duruşma gününün kalemden öğrenilmesinin veya UYAP sistemi üzerinden öğrenmesinin taraflardan istenemeyeceği-
Davacı alacaklının dosyayı takipsiz bıraktığı ve davayı takip etmediği ancak davalılardan sadece ikisinin vekillerinin davayı takip edeceklerini bildirdiklerinden bu davalılar dışında kalan diğer davalılar yönünden HMK. mad. 150/6 uyarınca, davanın açılmamış sayılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı- Bedeller arasında önemli oransızlık bulunmadığı gibi davalının borçlu ile akrabalığı ve borçlunun mali durumunu ve alacaklılarını ızrar kastını bildiği ispatlanmamış bulunmadığından davanın reddi gerektiği- Tasarrufun iptali davası dava konusu parseller yönünden esastan red edildiğinden ve bu satışta davalılar mecburi dava arkadaşı olup red sebepleri ortak olduğundan taşınmazların bilirkişi aracılığı ile tesbit edilen toplam değeri üzerinden tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
İlama aykırılık şikayetinde, icra mahkemesince, taraflar gelmese bile işin esası incelenerek gereken kararın verilmesi gerektiği, HMK'nun 150. maddesi uygulanarak "dosyanın işlemden kaldırılması", daha sonra da "davanın açılmamış sayılması" yönünde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Bir usul hükmünün yürürlüğe girmesinden sonra bir dava açılırsa bu davaya yeni usul kurallarının uygulanmasının esas olduğu, usul hükümleri kanunda aksine bir düzenleme getirilmediği takdirde tamamlanmış usul işlemlerine bir etkisi olmayacağı, önceki kanuna göre yapılmış ve tamamlanmış olan işlemler geçerliğini koruyacağı- Mevzuatımızda UYAP sisteminden öğrenme diye bir tebligat usulü bulunmadığından, mazeret dilekçesinde talep olsa bile duruşma gününün UYAP sisteminden öğrenilmesine karar verilemeyeceği-
Kurum zararının davalı avukattan tahsili- Mahkemece davacı tarafın rapora karşı itirazları karşılanmadan ve bu hususta mahkemece bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu-