12. HD. 20.06.2022 T. E: 9784, K: 4350
Aynı ilamda birden çok ihtiyarî dava arkadaşı hakkında ayrı ayrı hükmedilen alacak kalemlerinin, her bir davacı yönünden borçluya karşı ayrı ayrı takibe konulmasının mümkün olduğu- "Aynı sebep ve aynı ilamdan kaynaklı alacakların aynı takip dosyası üzerinden tahsili mümkünken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ilam alacaklılarının, her birinin kendi payına düşen kısım için ayrı takip başlatmasının hakkın kötüye kullanımı olup, usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil ettiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Takip dayanağı bonoların davalı takip alacaklısı tarafından yasal zorunluluk nedeniyle icra müdürlüğüne verildiğinden öncelikle bonoların davalı alacaklının elinde bulunduğunun kabulünün gerektiği, bono asıllarının da davalı lehtarda bulunması karşısında davacının borcu ödediği sonucuna varılamayacağı, davacı tarafından dava dışı bono hamiline ödeme yapılmışsa bu ödemenin geçerli olduğunun kabulü ile bu miktar kadar borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği-
İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asile tebliğ edilmesi gerektiği-
Takip dayanağı ilamda stopaj tutarlarının da alacağa dahil edilmiş olması- Tek sayıda bilirkişi kurulundan rapor alınması gerektiği-
Alacaklı, yabancı para alacağının TL karşılığını, takip talebinde göstermek zorunda olup, buna bağlı olarak bu zorunluluğun ödeme emrinde de yerine getirilmesinin gerekeceği, bu noksanlığın kamu düzeni ile ilgili olup, takibin her safhasında re'sen göz önünde tutulması gerekeceği-
Borçlunun ileri sürdüğü tüm itiraz ve şikayet nedenleri incelenerek karar verilmesi gerektiği-
Alacaklının takip talebiyle bağlı olduğu gözetilmek suretiyle, alacaklı tarafından sınırlı tutulan tarih aralığı itibarıyla talep edilen işlemiş faiz miktarı denetlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken varsayıma dayalı ve İİK'nun 58/1. maddesinde açıklanan ilkelere aykırı olarak ve alacaklının talebini aşar şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Takip yapılan ve ödeme emri gönderilen borçlu şirket ile itiraz dilekçesini sunan şirket iki farklı tüzel kişilik olduğundan, üçüncü kişi vekilinin yaptığı itirazın borçlu yönünden hukukî sonuç doğurmayacağı- Borçlu şirket ile itiraz dilekçesini sunan üçüncü kişi şirketin vekillerinin aynı olmasının da itiraz dilekçesine geçerlilik kazandırmayacağı, icra dairesince takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği-