Takip talebinde yer alan özellikle, "…fiili ödeme günündeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı olan Türk Lirası karşılığı olarak borçludan tahsili…" ibaresi de dikkate alındığında alacaklının, TBK 99 uyarınca seçimlik hakkını,  yabancı para alacağının fiili ödeme günündeki Türk Lirası karşılığı olarak tahsil edilmesini talep ederek bu yönde kullandığının anlaşılmakta olduğu- İcra takip talebinde yabancı para alacağı Türk Lirasına çevrilerek “1.706.318,34TL'den oluşmakla” denilip bu alacağa “takip tarihinden itibaren yasal faizi” ibaresi eklenmişse de, burada belirtilen yasal faizin, yabancı para alacakları için öngörülen yasal faiz olduğu anlaşıldığından, davacı alacaklının talebinin USD döviz cinsinden olduğunun kabulü gerektiği-
Hem takip talebinde hem de ödeme emrinde yabancı para alacağının TL karşılığının gösterilmediğinin anlaşıldığı, takip talebindeki ve ödeme emrindeki bu noksanlık kamu düzeni ve devletin hükümranlık hakları ile ilgili olup, süresiz şikayet nedeni olduğu gibi, mahkemece de, takibin her safhasında doğrudan doğruya göz önünde tutulması gerekeceği, o halde mahkemece takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme emrinde borcun ödeneceği banka hesap numarasının yazılmamış olması her zaman giderilebilir nitelikte bir eksiklik olduğundan, bu nedenle ödeme emrinin iptaline karar verilemeyeceği-
Takip bir belgeye dayanıyor ise, belgenin onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesinin zorunlu olduğu-
Davacının alacağının davacı/alacaklının davalı/borçluya dövize endeksli mal satışından doğan kur farkı alacağı olduğunun anlaşıldığı- Kur farkı alacağın, döviz cinsinden talep edilemeyeceği, Türk Lirası olarak talep edilmesi gerektiği- Türk Kanunlarına göre döviz cinsinden bir alacağın Türk Lirasına çevrilerek talep edilmesi mümkün ise de Türk Lirası alacağın dövize çevrilerek talep edilemeyeceği- İtirazın iptali davalarının takip talebine sıkı sıkıya bağlı olduğu- Bu durumda mahkemece, davacının Türk Lirası cinsinden kur farkı alacağını başka bir takipte veya davada talep etme hakkı saklı tutularak eldeki davanın açıklanan nedenle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilmiş olmasının doğru olmadığı-
Yapılan ödemelerin öncelikle asıl alacaktan düşülebilmesi için, borçlunun faiz ve masrafları ödemede gecikmemiş olması gerektiği gecikme halinde borçlunun, faiz ve masrafları ödemeden yaptığı kısmi ödemelerin ana paradan mahsup edilmeyeceği-Bu hususun takip talebinde, istek olmasa da memurlukça re'sen dikkate alınması gerektiği bu nedenle borçlunun faiz ve masrafları ödemede gecikmiş olması durumunda ödemelerin öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağının saptanması gerektiği- Nafaka kaldırılmasına ilişkin bir karar olmadığı müddetçe nafaka işlemeye devam edeceği- Haczin kalkması durumunda bile nafakanın son bulmayacağı- 
Yerel mahkemenin usulden ret kararı gerekçesinde yer alan “Esasen davacı tarafça ve tanıklar tarafından davalı köy tüzel kişiliğinin Euro olarak borç aldığı beyan ve iddia edilse de borcun miktarı dahi açık ve net değildir” şeklindeki ifadesi dava ön koşulu yokluğundan reddedilmiş bir davada delilleri değerlendiren, işin esasına temas eden kabuller içeren bir gerekçe olup, uyuşmazlıktan yeni uyuşmazlıklar doğurabilecek mahiyet arz ettiğinden hukuka uygun bir karar gerekçesinden bahsedilemeyeceği-
Takip talebinde, yabancı para alacağının Türk parası karşılığının belirtimesi, ancak bu hususların ödeme emrinde bulunmaması halinde, kamu düzeni ve devletin hükümranlık hakları ile ilgili ödeme emrindeki bu eksikliğin süresiz şikayet nedeni olduğu ve mahkemece takibin her safhasında doğrudan doğruya göz önünde tutulması gerektiği- Ödeme emrindeki bu eksikliğin takibin değil, ödeme emrinin iptalini gerektirdiği-
Takip dayanağı belgedeki borcun (USD) döviz cinsinden olduğu; takip talebinde asıl alacak ve işlemiş faiz USD cinsinden gösterilmiş ve yanında parantez içinde harca esas (TL) karşılığı olarak yazılmış olduğu- Takip talebinde yapılan talepte özellikle, "fiili ödeme günündeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı olan Türk Lirası karşılığı olarak borçludan tahsili" sözlerinin de talebin USD döviz cinsinden olduğunu gösterdiği- Yapılan takip nedeniyle borçluya çıkarılan ödeme emrinin borçluya tebliğini izleyen ödeme süresi sonunu takip eden günde davalı temerrüte düşmüş olacağı, bu takibin sonradan icra hukuk mahkemesince iptal edilmiş olması davalının temerrüt olgusunu ortadan kaldırmadığı-
Her ne kadar takip talebinde alacaklının adresi ve vergi numarasının bulunmadığı görülmekte ise de; takip talebine ekli vekaletnamede alacaklının yerleşim yeri adresinin ve vergi numarasının bulunması nedeniyle İİK.nun 58/1'deki koşulun yerine getirildiğinin kabulü gerekeceği, kaldı ki, bu eksikliklerin her zaman tamamlanması mümkün olup, takibin ve ödeme emrinin iptalinin gerekmeyeceği-