Borçlunun, icra dosyasındaki taraf sıfatına, alacak ve tüm fer'ilerine süresinde icra dairesinde itiraz ettiği ve aynı zamanda borçlu sıfatı ile hatalı olarak tarafına gönderilen ödeme emrinin ve takibin iptali talebiyle icra mahkemesine başvurduğunun anlaşıldığı, her ne kadar, mahkemece, borçlunun başvurusu borca itiraz olarak nitelendirilerek, ilamsız takipte tüm itirazların icra dairesine yapılması gerektiğine ve borçlunun icra müdürlüğüne itirazı sonucu takibin durduğundan bahisle icra mahkemesine başvurusunda hukuki yararı bulunmadığına hükmedilmiş ise de, borçlunun icra mahkemesine başvurusunun İİK'nun 58/2. maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olduğu-
Alacaklı tarafından ölü kişinin mirasçısı yerine ölü kişi hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığında alacaklının HMK.nun 124/3-4. maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltmesinin mümkün olduğu-
Alacaklı tarafından takibe konu alacağa yasal faizin üzerinde faiz uygulanacağına ilişkin herhangi bir sözleşme sunulmadığına göre alacağa 3095 sayılı Yasa'nın 2/1. maddesi göndermesi ile aynı Kanun'un 1. maddesine göre yasal faiz işletilebileceği-
Takip talebi ve ödeme emrinde asıl alacak miktarının "1.543.591,00 TL" olarak gösterildiği, ancak takip konusu alacağın sebebi olarak gösterilen kredi sözleşmesi hesabının kat edilmesine ilişkin olarak alacaklı tarafından borçlulara gönderilen ihtarnamede bahsi geçen kredi sözleşmesi nedeniyle kullandırılan kredi tutarının "15.435,91 TL" olduğunun bildirildiği anlaşıldığından, alacaklının alacağın "15.435,91 TL olduğu"na ilişkin kabul beyanı da nazara alınarak, takip konusu kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç aslının 15.435,91 TL olduğunun, takip talebi ve ödeme emrinde asıl alacak olarak 1.543.591,00 TL'nin yazılmasının ise rakamlar arasına konulan nokta işaretinin yanlış konulması nedeniyle maddi hatadan kaynaklandığının ve bu durumun düzeltilmesinin her zaman mümkün olduğunun, alacaklının şikayete konu talebinin alacağın bir kısmından feragat niteliğinde olmadığının kabulü gerektiği-
Tebliğ şerhinde yazılı olan "muhatabın çarşıya gittiği" beyanını veren ve haber verilen komşunun açık kimliğinin ne olduğunun tebliğ mazbatasında açıklanmadığı görüldüğünden, bu haliyle tebliğ işleminin, usulüne uygun yapılmadığı- Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabın tebliğ işleminden haberdar olması halinde, geçerli sayılacağı ve şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği- Takibe dayanak belgenin takip talebi ile birlikte icra dairesine ibraz edilmediği ve borçluya sadece ödeme emri gönderilip, takip dayanağı belgenin eklenmediği anlaşıldığından, ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde üzerinde sadece "Örnek 7 ödeme emri vardır" ibaresinin yazılı olduğu ve borcun sebebi olarak gösterilen dayanak faturaların, ödeme emri ile birlikte borçluya tebliğ edilmediği anlaşıldığından, mahkemece, ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Borçluya sadece ödeme emri gönderilip, takip dayanağı belgelerin eklenmediği görüldüğünden ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece; borçlunun dayanak belgenin ödeme emri ekinde tebliğ edilmediğine ilişkin şikayeti bulunduğu halde bu yönde inceleme yapılmadan çek aslının icra müdürlüğü kasasına alınmadığı gerekçesi ile şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Borcun dayanağı olan belgenin icra dosyasına ibraz edilmediği ve dolayısıyla ödeme emri ile birlikte gönderilmediği ileri sürülerek ödeme emrinin iptaline yönelik yapılan şikayetin ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde yapılması gerektiği-