Takip belgeye dayandığı halde, borçluya sadece ödeme emri gönderildiği ve takibe dayanak belgenin eklenmediği göz önünde bulundurularak, bu yöne ilişkin şikayetin kabulü gerektiği-
Borçlunun, işleyecek faizin fazla talep edildiği yönündeki iddiasını incelemenin İcra Mahkemesi'nin görevi olduğu-
Kısıtlı kimse hakkında icra takibi yapılabilmesi için takip talebi ve buna uygun olarak düzenlenmesi gereken ödeme emrinde borçlu yanında yasal temsilcinin de gösterilmesi ve ödeme emrinin kısıtlıya değil, onun yasal temsilcisi olan vasiye gönderilmesi gerekeceği, kısıtlıya yapılan tebligat geçerli olmayıp, bu şekilde tebliğ edilen ödeme emri üzerine şikayet, itiraz ve ödeme sürelerinin işlemeye başlamayacağı-
Takip talebi ve ödeme emrinin İİK'nun 58 ve İİK'nun 61. maddesine uygun olduğu-
Yeni ödeme emrinin tebliği ile birlikte borçluların borca ve imzaya itiraz hakkının yeniden doğacağı-
İtirazın iptali davasına bakan mahkemece; "takip talebinde borcun sebebinin belirtilmediği, herhangi bir dayanak belgenin takibe eklenmediği, davalı tarafa takip konusu ile ilgili ödeme emri ekinde bir belge tebliğ edilmediği, davalı borçlunun bu nedenle takibe itirazında haklı olduğu" belirtilerek, itirazın iptaline davasının reddine karar verilemeyeceği, mahkemece işin esasına girilerek davacının ve davalının karşı delilleri toplanarak sonuca göre hüküm kurulması gerektiği-
Borçlunun, yapılan ilamsız icra takibi nedeniyle yasal süre içerisinde icra dairesinde borca itiraz etmiş olmasının, icra mahkemesinden şikayet yoluyla ödeme emrinin iptalini istemesine engel teşkil etmeyeceği, zira, şikayetin kabulü halinde, hakkında yeniden ödeme emri tebliği gerekeceğinden, borçlunun talepte bulunmasında hukuki yararının olduğu-
Alacak senede dayanmıyorsa, borcun sebebinin ödeme emrinde de gösterilmesi gerekeceği-
İcra takibi yapılanlardan “Beş Bilişim Teknolojileri” sözcüklerinin firma adı olup, gerçek ya da tüzel kişi olmadığı, “Beş Bilişim Teknolojileri” olarak yazılı ticari işletmenin aktif ve pasif dava ehliyeti bulunmadığından, takibin veya davanın ticari işletme sahibi gerçek kişi aleyhinde açılmasının zorunlu olduğu, taraf ehliyetinin kamu düzeninden olup mahkemece kendiliğinden göz önüne alınması gerekeceği-
Avukat olmayan kişinin, alacaklı vekili sıfatıyla yaptığı icra işlemleri geçersiz olduğundan, bu işlemlerin, sonradan icazet olunsa da geçerli hale gelmeyeceği- Avukat yanında çalışan katibin alacaklı adına şahsen veya yanında çalıştığı avukat adına imza atmak suretiyle vekaleten icra işlemleri yapmasına mümkün olmadığından, icra mahkemesince, alacaklı vekiline, icra takip dosyalarındaki hangi işlemler için kendisi adına imza attığının sorulması, işlemlerin niteliği dikkate alınarak her bir işlem için ayrı ayrı karar verilmesi gerektiği-