İİK’nun 33a/II maddesi gereğince 7 gün içinde alacaklının ‘zamanaşımının vaki olmadığını ispat için asliye hukuk mahkemesinde dava açmış olması halinde’ icra mahkemesince ‘icranın geri bırakılması kararının kesinleştiği’nden söz edilerek hacizlerin kalktığının kabul edilemeyeceği–
Takibin kesinleşmesinden sonra oluşan zamanaşımı nedeniyle takibin iptali istemi üzerine, mahkemece, takip konusu çekin zamanaşımına uğradığından bahisle takibin iptaline karar verilmişse de, 5411 Sayılı Kanunda açıkça kabul edilen hükümler gereğince, fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi 20 yıl olduğundan, istemin reddi gerektiği-
‘Sebepsiz zenginleşmeye dayalı tahsil davası’nın –İİK. 33a/II’de öngörülen ‘zamanaşımının vaki olmadığını ispat için açılmış bir dava’ niteliğinde olmadığı– NOT: Alacaklının "icranın geri bırakılması kararının kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde" açması gereken davanın "zamanaşımının vâki olmadığını ispat konusunda olacağı" İİK. m.33/a-II'de açıkça belirtilmiş olduğu halde, yüksek mahkeme bu kararında, alacaklının "temel ilişkiye dayalı alacak davası" olabileceğini belirtmiştir. Bu konuda ayrıca bknz: Yargıtay 11. HD. 09.06.2021 T. E: 5867, K: 4925; İzmir BAM 12. HD. 22.03.2022 T. E: 2198, K: 799; Yargıtay 12. HD. 20.06.2011 T. E: 14157, K: 12445; Antalya BAM 11 HD. 09.03.2020 T. E: 1350, K: 440; Yargıtay 12. HD. 08.02.2005 T. E: 25108, K: 2083 (www.e-uyar.com)
“Takibin kesinleşmesinden sonra borcun zamanaşımına uğradığı, borcun itfa veya imhal edildiği itirazı” nın İİK. 71 uyarınca belli bir süre içinde ileri sürülmesi koşuluna bağlı olmadığı-
Borçlu tarafından açılan olumsuz tesbit davasının, «davalı-alacaklı tarafından def’i yoluyla alacak iddiasında bulunmuş olması halinde» zamanaşımını keseceği—