Zamanaşımını kesen takip işlemi, hangi borçlu hakkında yapılmış ise o borçlu yönünden zamanaşımı süresini keseceği-
İİK’nun 100. maddesine göre dosya bilgilerinin soruşturulmasına yönelik bila tarihli işlem, alacaklının takibin sürdürme iradesinin varlığını gösteren ve alacağı tahsil amacını taşıyan bir işlemi olarak değerlendirilemeyeceği gibi yine aracın trafikten menine yönelik masrafı ödenmeyen ve gereği yerine getirilmeyen 11.11.2009 tarihli işlem de, zamanaşımını kesen nitelikte olmadığından, borçlunun zamanaşımını itirazının kabul edilmesi gerekeceği-
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında yapılan icra takibi sırasında, davlının bilinen adreslerinde birden çok haciz işlemi gerçekleştirildiği, bir kısım menkul mallarının haczedildiği, bir kısım haciz işlemlerinin ise borçlunun bulunamaması veya adresten taşınmış olması nedeniyle gerçekleştirilemediği ve buna ilişkin tutanak tutulduğu, ayrıca borçlu davalının menkul veya gayrimenkul malının olup olmadığına ilişkin olarak resmi ve özel kişi ve kuruluşlar nezdinde yapılan araştırma sırasında da borcuna yetecek haczi kabil malının olmadığı anlaşıldığından, mahkemece borçlu davalının aciz halinin kabulü gerektiği halde aciz belgesinin sunulmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olacağı- Davacı alacaklının yapmış olduğu icra takibi hakkında, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararı verilmiş olması karşısında, davacı alacaklı tarafından borçlu davalı aleyhine İİK.nun 33/a-2 maddesi uyarınca dava açılıp açılmadığının araştırılarak, dava açılmış ise sonucunun beklenilmesi, dava açılmamış olması ve borçlu davalı tarafından açılan icranın geri bırakılmasına dair kararların kesinleşmiş olması halindeyse, geçerli bir icra takibinin varlığından söz edilemeyeceğinden davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerektiği-
Borçluya çıkartılan ödeme emri tebligatı tebliğ edildikten sonra, icra  takibi, hacze kadar zamanaşımına uğramışsa da, şikayetçi borçlu, haciz tutanağında borcu ikrar ettiğinden zamanaşımı def'inden zımnen feragat etmiş olacağı-
Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığının belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verileceği- Genel haciz yolu ile başlatılan takip kesinleştiğine ve icra takibinin dayanağı belge genel kredi sözleşmesi olduğuna göre, zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu ve alacalı tarafından açılan tasarrufun iptali davasının zamanaşımını kesmeyeceği-
Takibin kesinleşmesinden sonra oluşan zamanaşımı nedeniyle takibin iptali istemi üzerine, mahkemece, vade tarihi olan 30.04.1997 tarihinden 17.08.2000 tarihine kadar takibin işlemsiz bırakıldığı ve dolayısıyla takip konusu bononun zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmişse de, geçmişe etkili olacağı 5411 Sayılı Kanunda açıkça kabul edilen hükümler gereğince, fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi olan 20 yıllık sürenin henüz dolmamış ve zamanaşımı da gerçekleşmemiş olduğu-
Menfi tespit davası zamanaşımını keseceği ve kararın kesinleşme tarihine kadar zamanaşımı işlemeyeceği-
İcra mahkemesince zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi halinde, mahkemece davacı tarafından İİK. mad. 33a/2 uyarınca, dava açılıp açılmadığının araştırılarak dava açılmış ise sonucunun beklenilmesi, davacı tarafından dava açılmamış olması ve borçlu davalı tarafından açılan icranın geri bırakılmasına dair kararın kesinleşmiş olması halinde geçerli bir icra takibinin varlığından söz edilemeyeceğinden, tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
İİK.'nun 100. maddesine göre dosya bilgilerinin soruşturulmasına yönelik işlem, takibin sürdürülmesine yönelik ve alacağın tahsili amacını taşıyan bir işlem olarak değerlendirilemeyeceğinden zamanaşımı süresini kesmeyeceği-