Ölüm sebebine dayanılarak açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescili davasında, davalıların miras bırakanı ile kayıt malikinin aynı kişiler olup olmadıkları hususu üzerinde durulması, aynı kişiler ise tapuda kayıt malikinin ismi yönünden tashih sağlanması için süre ve imkan tanınması, kayıt malikinin tüm mirasçılarına davanın yöneltilmesi suretiyle taraf teşkilinin tamamlanması ve ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanacak deliller değerlendirilerek davanın esası hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Karar kesinleşinceye kadar her aşamada kabul mümkün olup, mahkemenin kabul hakkında hüküm verebilmesi için kararın bozulması gerekeceği-
Bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar-ihya işlemlerinin ve ondan sonra kazandırıcı zaman aşımı yoluyla iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olup, bu hava fotoğraflarının kadastrodan önceki geçmiş yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekeceği-
Paftasında yol olarak belirlenen böyle bir yer için tespit öncesi zilyetlik sebebine dayalı olarak açılan tescil davalarında, makul sürenin kaçırılmaması gerekeceği; tespit sonrası nedenler için ise; tespit tarihinden dava tarihine kadar 20 yıllık sürenin aralıksız ve davasız geçmesi zorunlu olduğu-
Dava konusu taşınmaz yapılan kadastro çalışmalarında paftasında yol olarak gösterilmek suretiyle tescil harici bırakılmış, ancak nizalı taşınmazın nitelik itibariyle özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olduğu-
Tapu iptali ve tescil davasının kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekeceği-
Kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak MK mad. 713/1 gereğince açılan iptal ve tescil isteğine ilişkin davada;mahkemece, gösterdiği ret gerekçesi dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerle doğrulanmadığı, dava konusu taşınmazların ortak miras bırakan M....’ten kaldığı hususunda duraksama söz konusu olmadığına göre tüm mirasçıların katılımıyla yöntemine uygun bir biçimde yazılı veya sözlü bir paylaşımın yapılmaması halinde yöntemine uygun bir paylaşımdan söz edilebileceği, bir veya birkaç mirasçının bir araya gelerek bir veya birkaç taşınmazı kendi aralarında eylemli olarak bölüştürmelerinin taksim olgusunun yapıldığına karine teşkil etmeyeceği,somut olayda böyle bir durum söz konusu değildir. Tüm mirasçıların katılımıyla terekeye dahil bir veya birkaç taşınmazın ya da tamamının mirasçılar arasında taksim edildiğine ilişkin herhangi bir bilgi belgeye rastlanılmadığı-Şu halde, dava konusu taşınmazların tamamı ortak miras bırakandan kaldığına, dava, mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olduğuna göre davacının miras bırakanın veraset belgesindeki payı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK’nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu' nun 14.maddesi gereğince açılan tapu iptali ve tescil davasında, miras bırakana ait veraset belgesinin alınması için davacıya süre ve imkan tanınması gerekeceği-
04.05.1978 tarih 4/5 Sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı uyarınca; ölü kişi aleyhine dava açılamayacağından, dava tarihinden önce ölmüş olduğu belirlenen davalı hakkında açılan davanın reddedilmiş olmasının isabetli olduğu-
Dava konusu taşınmazın 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre değerlendirilmesi ve ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa'nın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasa'nın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulması gerekeceği-