Tescile karar verilemeyeceği gibi dava tarihinde ölü bulunan kişiye karşı dava da açılamayacağı-
Uyuşmazlık konusu taşınmaz kesinleşen kadastro çalışmaları sırasında taşlık olması sebebiyle tapulama harici bırakıldığından, taşınmazın imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulü gerekeceği, bu durumda bir arazinin kullanım süresi ve niteliğiyle üzerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yönteminin hava fotoğrafları olduğu, ancak mahkemece tek hava fotoğrafı uygulanılmasıyla yetinilmesi ve bundan ayrı yakın plan ve panoramik fotoğraflardan da yararlanılmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Tescil davasında, davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiğine ve davalı Hazine yargılama oturumlarında avukat marifetiyle temsil olunduğundan karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 6. maddesi hükmü uyarınca davalı Hazine yararına avukatlık ücreti takdir ve tayini gerekeceği-
TMK.'nun 713. maddesi uyarınca açılmış olan tescil davasında; arazinin kullanım süresi ve niteliğiyle üzerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yönteminin hava fotoğrafları olduğu-
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceği-
Kayıt malikinin mirasçılarının belirlenememesi, kimliğine ait bilgilerin elde edilememesi, adresinin saptanamaması gibi hususlar o kişinin tapu kütüğünden maliki bilinmeyen kişi olarak nitelendirilmesini gerektirmeyeceği-
Kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescile ilişkin dava mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olup, isteğin sadece taşınmazlardaki miras payı oranında iptal ve tescile ilişkin bulunduğu gözetilerek diğer dava dışı kalan mirasçıların davaya katılmalarına veya davaya dahil edilmelerine gerek olmadığı,TMK'nun 702. maddesinde yer alan tasarrufi işlemlerde aranan oybirliği ilkesinin bu tür davalarda uygulanamayacağı-
Elbirliği mülkiyetine tabi bir taşınmaz bakımından taraf teşkili sağlandıktan sonra sadece mirasçılardan birinin davayı takip etmesi yeterli olup, bir kişinin yaptığı temyizden de aynı biçimde diğer maliklerin de yararlanması gerekeceği-