Dava edilen kişilerin, anılan kayıt malikinin tüm mirasçıları olup olmadıkları konusunda tereddüt bulunduğundan; Mahkemece, öncelikle, kayıt maliklerine ait, Hazine'nin de taraf olduğu hasımlı veraset belgelerinin alınması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, alınacak veraset belgelerine göre taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davanın konusunun (müddeabih) ise davalıların payına isabet eden (12/24 hisse) harcı tamamlanmış taşınmaz değeri olduğu, buna göre, davacı tarafın yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 s.lı HMK'nun 326/2. mad. uyarınca yargılama giderinden ve davalılar yararına takdir edilen vekalet ücretinden davalıların tapu payı oranında sorumlu tutulmasının gerekli olduğu, mahkemece, tapu payı dikkate alınmaksızın taşınmazın toplam değeri üzerinden davalı Hazine lehine fazla miktarda vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
TMK. mad. 713/1 ve 2 'ye dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davalarında, koşullarına uygun olarak 20 yıllık zilyetlik süresinin tamamlandığı anda mülkiyetin kazanıldığı ve zilyet lehine kazanılmış(müktesep) hak doğduğu- Tapulu bir taşınmazın mülkiyet hanesinin değiştirilmesine yönelik iptal ve tescil davalarının kural olarak tapu sicilinde malik görünen kişilere, malik görünen gerçek kişinin ölmüş olması durumunda ise mirasçılarına yöneltilmesi gerektiği-
Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C.Anayasa’nın 36. maddesi ile 6100 Sayılı HMK.nun 27. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece taraflar dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesinin mümkün bulunmadığı-
Mahkemece bütün mirasçılar davada davalı sıfatıyla gösterilmediğinden husumetten davanın reddi şeklinde hüküm kurulmuş ise de kayıt malikinin veraset ilamından 14.01.1974 tarihinde geride mirasçı bırakarak vefat ettiği anlaşıldığından, mahkemece 26.05.1975 tarihli veraset belgesi oldukça eski olduğundan davacı vekiline kayıt malikinin mirasçılarını gösterir yeni bir veraset belgesini mahkemeye sunması için süre ve imkan verilmesi, davacı vekilince yeni bir veraset belgesi sunulması halinde davalı sıfatıyla davada yer almayan mirasçılara davanın yöneltilerek taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre işin esası ile ilgili bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, talebin dayanağı olan hukuki sebep gözardı edilerek tapulu taşınmazın haricen satışının geçersiz olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Tapu iptali davasında, taşınmazın TMK’nın 713. maddesi uyarınca kazandırıcı zamanaşımı edinime ilişkin açılan davanın bekletici mesele yapılması gerektiği-
Mahkemece kayıt malikine ait veraset belgesi alınmadan buna bağlı olarak taraf teşkili sağlanmadan, işin esasına girilerek ölüm sebebi yönünde de davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğu, taraf teşkilinin kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın başında mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulacağı-
Tespitlerin yapıldığı 24.10.1991 tarihinden geriye doğru en az yirmi yıl öncesine ait ( 1960-1971 yılları arası ) iki ayrı zamanda çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulması, 1960-1971 yılları arasında çekilmiş ölçekli stereoskopik hava fotoğraflarının olmaması halinde gönderen kurumca bunun gerekçesinin gösterilmesinin istenmesi, stereoskopik hava fotoğraflarının jeodezi ve fotoğrametri uzmanı üç mühendisden oluşan bilirkişi kurulu tarafından keşifte uygulanması, hava fotoğraflarının stereoskopik alet ile üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, çekildikleri tarihlere göre taşınmazların kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadıkları, imar ve ihyalarının tamamlanıp tamamlanmadığı, kadastro tespitlerinin yapıldığı sırada üzerinde çamlık ve çalılıkların bulunması gözetilerek imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandığının açıklığa kavuşturulması, bu konuda uzman bilirkişilerden gerekçeli, denetime açık, tutanaktaki niteliklerde gözetilerek karşılaştırmalı rapor sunulmasının istenmesi, taşınmazların niteliklerinin hiçbir duruksamaya yer verilmeyecek biçimde belirlenmesi gerekeceği- Dava konusu taşınmazlar çamlık, taşlık ve çalılık nitelikleri ile tespit edildiklerine göre 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca diğer kazanma koşulları yanında imar ve ihya koşullarının da araştırılıp belirlenmesi gerekeceği-
TMK'nun 501. maddesine göre, mirasçı bırakmaksızın ölen kişinin mirası Devlet'e geçer hükmü uyarınca kayıt maliklerinin mirasçı bırakmadan öldüklerinin belirlenmesi durumunda mirası, görülmekte olan davada davalı sıfatını almış Hazine'ye geçebileceğinden ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca, kanunlar uyarınca Hazine'ye geçen taşınmazların zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmaması nedeniyle, bu hususların belirlenmesi durumunda davanın şimdiki gibi reddine, Hazine'nin de hasım gösterilmek suretiyle kayıt maliklerinin aldırılacak mirasçılık belgelerinde gerçek kişileri mirasçı bıraktıklarının tespit edilmesi durumunda ise, taraf teşkili sağlandıktan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanmış ve toplanacak deliller birlikte tartışılıp değerlendirilmesi sonucunda davacılar lehine TMK'nun 713/2. maddesinde kazanma koşullarının oluştuğunun anlaşılması halinde davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-