Kararın verildiği duruşmada tarafların hazır olmadığı ve her iki taraf vekilinin mazeretinin kabulüne karar verildiği halde, tarafların yokluğunda ceza dosyasının beklenilmesinden vazgeçildiği, tahkikat aşamasının sonlandırıldığı, sözlü yargılama aşamasına geçileceği taraflara bildirilmeden yargılamaya son verildiği anlaşıldığından, tahkikatın tümü hakkında taraflara açıklama yapma hakkı tanınmaksızın ve sözlü yargılamaya geçildiği taraflara usulüne uygun şekilde bildirilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu-
Usulüne uygun olarak ön inceleme duruşması yapılmadan hüküm tesisinin hukuki dinlenilme hakkının (HMK. m. 27) ihlali niteliğinde olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemi-
HMK mad. 186 uyarınca tahkikatın bittiği bildirilerek sözlü yargılama için gün tayin edilmeksizin ve davalılar vekilince son celse için mazeret bildirildiği halde mazeretin kabul ya da reddi yönünde olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin hüküm tefhim edilmiş olup, bu durum davalının savunma hakkının kısıtlanmasına ve hukuki dinlenilme hakkının ihlaline neden olduğu, davalının savunma hakkını kısıtlar ve hukuki dinlenilme hakkının ihlal eder nitelikte dava hakkında karar verilemeyeceği-
Tahkikatın bittiği tefhim edilmekle sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunulması amacı ile davet hususu (HMK. mad. 186) yerine getirilmeden, davalı vekilinin mazereti de reddedilerek, yokluğunda karar verilmiş olmasının hukuki dinlenilme hakkının ihlali sonucunu doğurduğu-
Davalı yönünden davanın reddedilen kısmı için nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği- Sözlü yargılama için taraflara duruşma günü tebliğ edilmiş olup, davalı vekilinin o celse için mazeret dilekçesi sunduğu, mazeret dilekçesi mahkemece kabul edilmesine rağmen davalı vekilinin yokluğunda karar verilmesinin HMK‘nun 186. maddesine aykırı olduğu- Davalı taraf delil listesinde yemin deliline de dayandığı halde mahkemece yemin delilinin hatırlatılmamasının isabetsiz olduğu-
Vasiyetnamenin tenfizi istemi-
İİK. mad. 89'dan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin davada bilirkişi raporunun son celse taraflara okunduğu, öncesinde davalı tarafa usulünce tebliğ edilmediği, davalı vekilinin rapora karşı beyanda bulunmak üzere süre talep etmesine rağmen tahkikat duruşmasına son verilerek sözlü yargılamaya geçildiği ve uyuşmazlığın esası hakkında karar verildiği anlaşıldığından, davalı tarafın hukuki dinlenilme ve savunma hakkını sınırlar mahiyette, bilirkişi raporları tebliğ edilmeden ve itiraz süresi beklenmeksizin yine tahkikatın tümü hakkında açıklama yapma hakkı tanınmaksızın karar verilmesinin hatalı olduğu-
Tahkikatın bittiği bildirilerek sözlü yargılamaya geçildiği belirtilip mazeret bildiren davalı vekiline herhangi bir tebligat çıkarılmaksızın aynı celse karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Faiz oranına davalı borçlu tarafından itiraz edilmesine karşın, mahkemece "itirazın iptaline" denilmek suretiyle takibin yasal dayanağı belirtilmeyen %17 faiz oranı ile devam etmesine imkan sağlamasının isabetsiz olduğu-
Son celse tahkikat aşamasına son verilip sözlü yargılama aşamasına geçildiği ve bu aşamada davalı vekilince son sözlerini iletmek üzere süre talep edildiği halde mahkemece bu hususta bir karar verilmeden hüküm tesis edilmesinin isabetsiz olduğu-