Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK, yazılı yargılama usulünde beş aşama öngördüğü, bunların dilekçelerin verilmesi, ön inceleme, tahkikat, sözlü yargılama ve hüküm aşamaları olduğu, mahkemece, HMK'nın 186. maddesi uyarınca tahkikat bitiminden sonra sözlü yargılama ve hüküm için ayrı bir duruşma günü verilerek taraflara bildirilmemesinin tarafların savunma hakkını kısıtlayıcı nitelikte olup bu nedenle hükmün bozulması gerektiği-
6100 sayılı HMK yazılı yargılama usulünde 5 aşamaya yer verildiği, bunların; dilekçelerin verilmesi, öninceleme, tahkikat, sözlü yargılama ve hüküm aşamaları olduğu, somut olayda HMK 186.maddesi uyarınca mahkemece tahkikat safhasından sonra sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmak amacıyla iki taraf davet edilerek son sözleri sorulup hükmün belirtilen aşamalar tamamlandıktan sonra verilmesi gerekirken mahkemece bu usul hükmüne uyulmamasının savunma hakkını kısıtlayıcı nitelikte olup bozmayı gerektirdiği-
Taraflara tahkikat hakkında açıklama ve son sözlerini söyleme hakkı vermeden karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkeme, taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama ve son sözlerini söyleme hakkı vermeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 184. ve 186. maddelerinin emredici ve açık hükmünü uygulamadan hüküm verdiğinden hükmün münhasıran bozulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemenin, tahkikatın bitiminden sonra sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla tarafları davet edeceği- Taraflara çıkarılacak davetiyede belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği- Sözlü yargılamada mahkemenin, tarafların son sözlerini sorup ve hükmünü vereceği- Hakimin Türk Hukukunu re'sen uygulayacağı- Mahkemenin Hukuk Muhakemeleri Kanununun emredici düzenlemelerinin gereğini yerine getirmek zorunda olduğu-
Mahkeme taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama ve son sözlerini söyleme hakkı vermeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanununun 184 ve 186. maddelerinin emredici ve açık hükmünü uygulamadan hüküm verdiğinden, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerektiği-
HMK mad. 186/1 hükmü doğrultusunda sözlü yargılama için gün tayin edilerek taraflara meşruhatlı davetiye gönderilmesi, belirlenen günde hazır olan taraf veya taraflara son söz hakkı verilmesi, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Savunma hakkının kısıtlanmaması için, HMK.'nun 186. madde hükmüne göre davalı vekiline usulüne uygun, ihtaratı içerir davetiye tebliğ edildikten sonra sözlü yargılama aşamasına geçilmesi gerektiği gözetilmeden karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, 6100 sayılı HMK hükümleri uyarınca sözlü yargılamaya geçtiğini yani davayı karara bağlayacağını taraflara tebliğ veya tefhim etmeden doğrudan karar verilmesinin doğru olmadığı-
Taraf vekillerinin hazır bulunduğu celsede HMK mad. 184 gereğince taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapmak için söz hakkı tanınmaksızın tahkikat aşamasının bitirildiği, sözlü yargılama aşamasına geçildiği, sözlü yargılama oturumunun gelecek celse yapılması ve duruşmanın ileri bir tarihe bırakılması şeklinde karar verildiği, anılan celsede davacı tarafça sunulan ıslah dilekçesi tahkikat aşamasının bitirildiği gerekçesi ile dikkate alınmayarak davanın kısmen kabulüne karar verildiğinden, HMK mad. 184 ve devamı maddelerinde belirtilen usullere uyulmadan, tarafların iddia ve savunma hakkını kısıtlar şekilde hüküm kurulmayacağı- Dava HMK mad. 107 'ye göre açıldığından mahkemenin ıslah dilekçesini dikkate almadan kara vermesinin yerinde olduğu yönünde ki kararının doğru olduğu(Karşı Oy)-