Bozma ilamından sonra arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi için açılan diğer dava, ceza-i şart alacağının tahsili istemine ilişkin davanın sonucunu etkiliyeceğinden, bekletici mesele yapılması gerektiği- Geçersizliğinin tespitine karar verilen sözleşmeye dayalı olarak ceza-i şart isteminde bulunulamayacağı-
Mahkemece duruşma oturumunda tahkikatın bittiği tefhim edilmeden (HMK. mad. 184) ve sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunulması amacı ile davet hususu (HMK. mad. 186) yerine getirilmeden, davalı vekilinin mazereti de reddedilerek, yokluğunda karar verilmiş olmasının bozma sebebi olduğu-
Duruşma oturumunda tahkikatın bittiği tefhim edilmeden (HMK. mad.184) ve sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunulması amacı ile davet hususu (HMK. mad. 186) yerine getirilmeden, davalı vekilinin mazereti de reddedilerek, yokluğunda karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Tapu iptali ve tescil, alacak davasında, sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren sözleşmede yer alan bedelin TEFE – TÜFE endekslerindeki artışlar ile, altın, döviz fiyat ve kurlarındaki artışlar, işçi ve memur aylıklarındaki artışlar gözetilerek denkleştirici adalet kuralları uyarınca, dava tarihine kadar uyarlaması yapılarak dava tarihinde harici satış senedindeki miktarın ulaştığı değerin (miktarın) hüküm altına alınması gerekeceği-
Mahkemece, duruşmada, tahkikata son verileceği bildirilerek, taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklamada bulunmak üzere imkân tanınması, tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığının görülmesi halinde tahkikatın bittiğinin tefhim edilmesi, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet edilmesi ve taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirli gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususunu bildirilmesi gerektiği- Davalı vekilinin mazereti hakkında bir karar verilmeksizin ve herhangi bir uyarıda bulunulmadan sözlü yargılamaya geçilerek hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Üyelik devir sözleşmesi yapıldığı tarih itibariyle sözleşmenin yanları arasında geçerli sonuç doğurmasına karşın, kooperatif bakımından,  1163 s. Koop. K.nun 14/3 ve anasözleşme hükümleri gereği, devrin kooperatife bildirilmesi ve yönetimin makul sürede yapacağı inceleme sonunda devir alanın ortaklık şartlarını taşıması durumunda, devir alanı makul süre içerisinde üyeliğe kabulü kararı verdiği tarihte hüküm ifade edeceği-
Mahkemece, tahkikata son verileceği bildirilerek, taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklamada bulunmak üzere imkân tanınması, tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığının görülmesi halinde tahkikatın bittiğinin tefhim edilmesi, bundan sonra sözlü yargılama aşamasına geçilmesi, sözlü yargılama için taraflara duruşma günü verilmesine ve duruşma gününün tebliğine ilişkin HMK'nın 186. maddesi hükümlerinin yerine getirilmesi gerekirken, usul hükümleri yerine getirilmeden, yargılamaya devam edilip karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mahkeme, duruşmada hazır bulunan taraf vekillerine "HMK'nın 186. maddesi uyarınca sözlü yargılama için duruşma gününü bildirir davetiye tebliğine" karar vermişse de, duruşmada hazır bulunan taraf vekillerine sözlü olarak bu bildirim yapılmış ve bu husus tutanağa geçirilmiş ve altı imzalatılmış olmadığı gibi, kalem notunda bir davetiye gönderildiği belirtilmiş ise de, tebligat parçası dosyada bulunmadığından kime gönderildiği ve meşruhatlı olup olmadığı anlaşılamadığından, mahkemece, sözlü yargılama için taraflara duruşma günü verilmesine ve duruşma gününün tebliğine ilişkin ara karar gerekleri HMK'nın 186. maddesine uygun olarak yerine getirilmeden, yargılamaya devam edilip karar verilmesinin hatalı olduğu-
Ön inceleme duruşması yapılmadan, tensiple taraflara, dilekçelerinde göstermiş oldukları ve belge niteliğindeki delilleri sunmaları veya bulundukları yerlerle ilgili açıklamada bulunmaları için süre verilmesinin sonuç doğurmayacağı-