Mahkemece kurulan hükmün gerekçe içermeden, hükümde delillerin tartışılmadan, kabul- ret nedenlerinin gösterilmeden ve celsede Mahkemece tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra, davacı vekili tarafından sözlü yargılama için süre verilmesi talep edildiği halde sözlü yargılama duruşması için başka bir gün tayin edilmeden davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Sözlü yargılamada mahkemenin taraflara son sözlerini soracağı ve hükmünü vereceği- Asıl alacak üzerinden itirazın iptaline karar verildiği belirtilmesine rağmen takipte istenilen asıl alacaktan daha fazla bir miktarın hüküm fıkrasına yazılmasının hatalı olduğu-  Yabancı para cinsinden yapılan icra takiplerinde, İİK 67 uyarınca icra inkar tazminatına karar verilmesi durumunda, yabancı paranın takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı esas alınmak suretiyle tazminat hesabı yapılması ve buna göre hükmolunan icra inkar tazminatı miktarının hüküm fıkrasında açıkça gösterilmesi gerektiği-
Taraf vekillerinin hazır olduğu duruşmada taraflara HMK.'nin 184. maddesi gereğince tahkikatın bittiğinin bildirilmediği ve sözlü yargılama için HMK.'nin 186. maddesinde belirtildiği şekilde yeni bir duruşma günü verilmesini isteyip istemedikleri dahi sorulmaksızın ve buna ilişkin beyanları duruşma tutanağına geçirilmeksizin sözlü yargılamaya geçilmeden karar verilmiş olduğundan, verilen hükmün adil yargılanma hakkı ve silahların eşitliği ilkesine uygun düşmediği-
Davacı vekiline çıkarılan tebligatın daimi çalışan olduğu ispat edilemeyen avukat adına tebliğinin usulsüz olduğu- Davacı vekilinin katıldığı ancak ertelenen duruşma gününün yazılmadığı celse zaptında her ne kadar “Taraflara HMK’nın 186. maddesi gereğince tahkikat aşamasında önümüzdeki celse sözlü yargılamaya geçilebileceği, hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceğinin ihtarına davalıya çıkacak tebligata da dercine” ifadesi yazılmış ise de, henüz bilirkişi raporlarının temin edilmediği, raporların taraflara tebliği ve rapora karşı beyanların alınması sürecinin tamamlanmadığı anlaşılmakla tahkikat aşamasının bittiğinden bahsedilemeyeceği- Mahkemece işlemden kaldırma kararı verildiğinde henüz tahkikat aşamasının tamamlanmadığı, zapta "sonraki celse sözlü yargılamaya geçilebileceği" dercedilmekle karışıklığa yol açıldığı, meydana gelen bu durumdan davacı aleyhine sonuç çıkarmanın doğru olmayacağı, zapta yazılması unutulan duruşma tarihinin ne olduğunu belirten davacı vekiline çıkarılan tebligatın usulsüz olduğu gözetildiğinde, davacı vekilinin celseden haberdar olduğu ve duruşmaya bilerek katılmadığı sonucuna varılamayacağı-
Son celsede, sadece tarafların dosyaya ibraz edilen belgeye karşı beyanları sorulması, ancak tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra, sözlü yargılama aşamasına geçildiği bildirilerek son sözlerinin sorulmaması durumunda, hukuki dinlenilme hakkını ihlal edilmiş olduğu-
Tahkikatın HMK'nın 143 vd. maddelerinde düzenlenen usul hükümlerine göre yapılmaması, anılan Kanunun 184 ve 186. maddelerinin açık ve emredici hükümlerine rağmen davalıların savunma hakkını sınırlar mahiyette, tahkikatın tümü hakkında taraflara açıklama yapma hakkı tanınmaksızın ve sözlü yargılamaya geçildiği, davalılara usulüne uygun şekilde bildirilmeden karar verilmesinin doğru bulunmadığı- Mahkemece, davacılar vekiline 10/05/2012 tarihinde gelecek tapu kayıt maliklerinden davaya dahil edilmeyenler varsa tespit edilerek davaya dahil edilmesi, ölü olan varsa veraset ilamlarının temin edilerek mirasçılarının davaya dahil edilmesi, davalıların tam isim ve adreslerini bildirmesi için kesin süre verilmiş ise de, taraf teşkili kamu düzeniyle ilgili olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiğinden; güncel tapu kayıtları getirtilerek davaya paydaş sıfatıyla dahil edilmesi gereken kişiler ve ölü olan kişilerin belirlenip bu kişilerin mirasçılık belgelerinin çıkartılması ve davaya dahil edilmesi için davacılar vekiline yetki ve süre verilmesi gerekirken, yazılı şekilde genel bir ifade ile süre verilmesinin doğru görülmediği-
Yolsuz tescil hukuksal nedenine; birleştirilen dava ise, inançlı işlem ve yolsuz tescil hukuksal nedenlerine, dayalı tapu iptali ve tescil isteği- Yargıtay denetiminin yapılabilmesi bakımından da yerel mahkemenin, kararında gerekçelerini açıkça göstermesi zorunlu olduğu- Birleştirilen davada, çekişme konusu taşınmazların dava tarihindeki keşfen saptanan değeri üzerinden eksik harç ikmal edilmeden yargılamaya devam edilip, karar verilemeyeceği-
HMK'da ilk derece yargılamasında, "yazılı yargılama usulü", beş aşamadan oluşacak şekilde düzenlenmiş olup kanunda belirtilen sebepler dışında, öngörülen yargılama kesitlerine uyulmadan karar verilemeyeceği- İptal ve tescil davalarının taşınmazın kayıt malikine karşı açılması zorunlu olup "muvazaa" iddiasının incelenebilmesi için, davalı ile dava dışı kişi arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması zorunlu olduğundan bu kişinin de davalı sıfatıyla davada yer alması gerektiği-
Hukuk Muhakemeleri Kanunu 27, 184 ve 186'ıncı maddelerinin açık ve emredici hükümlerine rağmen davalı tarafın mesleki mazereti kabul edildiği halde, yeni duruşma günü tayin edilmeksizin yargılamanın sonlandırılması ve sözlü yargılama hakkının tanınmaması davalının hukuki dinlenilme ve savunma hakkını sınırlar mahiyette olduğundan usul ve yasaya aykırı kararın bozulması gerekeceği-
Davalının sunduğu cevap dilekçesi davacıya tebliğ edilip dilekçeler aşaması tamamlanmadan, ön inceleme ve tahkikat aşamalarına ilişkin usul hükümleri izlenmeden sözlü yargılamaya geçilerek karar verildiği görülmüş olup; mahkemece öncelikle cevap dilekçesinin davacıya tebliğ edilip, davacının cevaba cevap verme süresinin dolmasının, davacının süresinde cevaba cevap vermesi halinde bunun davalıya tebliği ile davalının ikinci cevap dilekçesini verme süresinin dolmasının beklenmesi, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra usulünce ön inceleme ve tahkikat yapılarak sözlü yargılamaya geçilip karar verilmesi gerektiği-