5237 sayılı TCK’nun 61/8. Maddesi uyarınca; temel adli para cezasının tayininde esas alınacak tam gün sayısı üzerinden artırım ve indirimler yapıldıktan sonra belirlenen sonuç ceza ile bir gün karşılığı takdir edilen miktarın çarpılması suretiyle adli para cezasının tayinin gerekeceği-
Sanık (borçlu) hakkında dava sonucunda tasarrufun iptaline karar verilmiş olması halinde verilen kararın kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekeceği- TCK'nun da cezaların içtimaı müessesesinin bulunmadığı, hükmedilen adli para cezalarının toplanmasına karar verilmesi gerektiği- İİK’nun 354. maddesinin borcun ödenmesi durumunda da uygulanacağının karar yerinde gösterilmesi gerektiği-
Hapis ve gün para cezalarının ayrı ayrı paraya çevrilerek uygulamanın gösterilmesi gerekirken, sonuç cezasının gösterilmesinde 5237 sayılı TCK.’nunda cezaların iştimai kurulunun bulunmamasına rağmen hükmedilen adli para cezalarının toplanmasına karar verilmesini yasaya aykırı olduğu-
Alacaklı lehine tesis edilen ipotekli taşınmazın değerinin takip borçlarını karşılamaya yeterli olması ve suça konu taşınmazların ipotekli taşınmazın ihalesinden yaklaşık 100 gün kadar önce satılması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların alacaklıdan mal kaçırma kastiyle mevcudunu eksiltmek suçunu işleme kasıtlarının bulunmadığının kabulü gerekeceği-
Şikâyet dilekçesinde aynı suça yönelik olarak belirtilen eylemler bölünerek, bir kısmı hakkında şikâyet süresinin geçirildiğinden bahisle şikâyet hakkının düşürülmesine karar verilemeyeceği-
Haciz için gidilen borçlu şirket adresinde ortakları aynı kişiler olan başka bir şirketin bulunduğu, daha soma aynı adrese yeniden gidildiğinde ise bu defa bir başka şirketin kiracı olarak faaliyet gösterdiğinin anlaşılması nedeniyle, her üç şirketin kurucu ortakları belirlenerek, şirketler arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, ortaklarının aynı olması hâlinde, kiralama nedeniyle borçlu şirketin atıl durumda bırakılıp, kiracı şirketin aktif hale getirilip getirilmediği, kiralama işleminin alacaklıyı zarara sokmak kastıyla yapılıp yapılmadığı tartışılmadan eksik inceleme ile beraat kararı verilemeyeceği-
Önceki şikâyet dilekçesinde gösterilmeyen sanık hakkında, olayın üzerinden İİK/nun 347 inci maddesinde gösterilen süreler geçtikten sonra şikâyet eden müştekinin şikâyet hakkının düşürülmesine karar verilmesinin gerekeceği-
İİK'nun 354. maddesinin, müştekinin şikâyetten feragati durumunda da uygulanacağı kararının yerinde gösterilmesinin gerekeceği-
Alacaklıyı zarara uğratmak maksadıyla mevcudu eksiltmek suçundan; borçlu şirkete ait şikayete konu beş aracı sattığı dosya içerisindeki araç satış sözleşmelerinden anlaşılmakta olup, bu araçların satışından elde edilen gelirle şirketin zorunlu giderlerinin karşılandığı bilirkişi raporunda belirtilmekte ise de, bu zorunlu giderlere yapılan ödemenin hangi tarihte olduğu açık olarak belirtilmediği gibi, işçi maaşları, vergi, sosyal güvenlik ve acil sağlık giderleri icra takip dosyasına yapılan ödemeler gibi harcamalar dışındakilerin zorunlu gider olarak kabulünün mümkün olmayacağı da dikkate alınarak, yapılan harcamaların, araç satışları gelirlerinin elde edildiği tarih de dikkate alınarak kime, ne kadar ve ne maksatla ödendiği de belirtilmek suretiyle yeniden bilirkişiden ek rapor alınmasını müteakip, sanığın hukuki durumunun takdiri gerekeceği-
Alacaklısını zarara uğratmak suçundan sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi için İİK. 347. maddede öngörülen bir yıllık şikayet süresi içerisinde şikayette bulunulması gerekeceği-