Borçluya ait taşınmazların/araçların cebri icra yoluyla satılmış olması halinde bu satışlar nedeniyle borçlu-sanığın İİK.’nun 331. Maddesine göre suç kastı bulunmadığı için cezalandırılamayacağı-
Suç konusu eşyaların borçlu sanığa yediemin olarak teslim edilmişse, eyleminin yedieminlik görevini kötüye kullanma suçunu oluşturabileceğinin, yediemin olarak teslim edilmişse bunların ipoteğin kapsamında bulunup bulunamadığının araştırılarak ipoteğin kapsamında ise kimin tarafından taşınmaz dışına çıkarıldığının araştırılarak sonra sanığın hukuki durumunun takdiri gerekeceği-
Borçlu tarafından yapılan kendisine ait taşınmazlara, araçlara ve işyerine ilişkin satış (devir) işleminin ‘alacaklılara zarar verme kastıyla’ ve ‘borçlarını ödememek için’ mi ve ‘gerçek değeri ile’ mi yapıldığının ayrıca ‘borçlu şirket yetkilisinin alacaklıya zarara sokmak kastıyla gerçek olmayan borcu hakkında ikrarda bulunan aleyhine muvazaalı icra takibi yatırıp yatırmadığı’nın –varsa tarafların ticari defterleri üzerinde de bilirkişi incelemesi yaptırarak ve satın alan kişinin ödeme (parasal) gücü hakkında zabıta araştırması yaptırarak- sonucuna göre (sanıkların) hukuki durumunun takdir edilmesi gerekeceği-
Şirkete ait fabrikanın yıllık olarak 50.000 TL bedelle kiraya verilmiş olması halinde bu kira bedelinin savunmada belirtildiği gibi hangi kamu borcuna mahsuben ödendiğini ve kira bedelinin yöredeki emsallerine uygun olup olmadığının araştırılarak, kira sözleşmesinin muvazaalı olup olmadığının ve sanığın alacaklısını zarara uğratmak kastıyla hareket edip etmediğinin tartışılarak sonuca göre hukuki durumun takdir edilmesi gerekeceği-
Sanığın alacaklılarını zarara sokmak kastıyla alacaklarını 3. kişilere muvazaalı olarak devrettiği ileri sürülerek şikayetçi olunduğunun anlaşılması karşısında, hak ve alacakların devrine ilişkin temlikname örnekleri getirtilerek, temlikname tarafları arasında alacak-borç ilişkisi bulunup bulunmadığı ve bu temliknameler nedeniyle temlik alacaklılarına herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususlarında araştırma yapılması gerekeceği-
Taşınmazların gerçek değeri ile satış değeri arasındaki farkın fahiş olması karşısında suçun unsurlarının oluştuğunun kabulü ile sanıkların mahkumiyetine karar verilmesi gerekeceği-