Sanıklardan ... ve ... şirket yetkilisi olmadıkları anlaşıldığından beraatlerine karar verilmesi gerektiği - Şikayetçi vekilinin ... tarihli şikayet dilekçesi ile sanıkların İİK'nın 331. ve 333/a maddelerine muhalefet etmek suçlarından cezalandırılmasına karar verilmesini talep etmesine rağmen, şikayet tarihinden sonra ... tarihinde kesinleşen iflas kararı gerekçe gösterilerek sanıklar hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin kanuna aykırı olup bozulması gerektiği-
Şikayetçi vekilinin şikayet dilekçesinde sanığın alalacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçundan cezalandırılmasına karar verilmesini talep etmesine ve yargılama sırasında 27.09.2011 tarihli duruşmada borçlu şirket hakkında şikayetinin olmadığını, sanığın şahsı adına şikayetinin olduğunu bildirmesine rağmen, mahkeme tarafından talep dışına çıkılarak ticaret şirketleri için söz konusu olan İİK'nın 333/a maddesi uyarınca sanığın beraatine karar verilmesinin kanuna aykırı olup bozulması gerektiği-
Borçlu sanığın mal beyanı dilekçesinde bildirmediği, taşınmazdaki hissesi üzerinde hacizler olduğunun anlaşılması karşısında, taşınmazdaki hissenin değeri ile üzerine haciz şerhi işlenmiş bulunan diğer icra takip dosyalarının alacak miktarının tespiti ile, hacizli taşınmaz hissenin diğer icra dosyalarının alacağını karşılamasını takiben bu dosya borcu için alacaklıyı tatmin edebilecek bir miktarda paranın kalıp kalmayacağı belirlenerek, aracın da önceden satıldığı göz önüne alınıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerektiği-
Suça konu aracın nasıl getirildiği, aracı en son kimin kullandığı, sanık ile aracı ihale yoluyla alan şahıs arasında bağlantı olup olmadığı hususunda zabıta araştırması yaptırılmasını müteakip, ihaleden sonra hali hazır durumda aracın üzerinde bulunan parçaların, ihaleden önce söküldüğü iddia edilen orijinal parçaları olup olmadığı yönünde yetkili bayi vasıtasıyla fabrikasından asıl parçaların orijinal numaraları öğrenilmek ve üzerindeki mevcut parçaların numarası da gösterilmek suretiyle incelemeyi içeren bilirkişi raporu aldırılarak sonucuna göre hukuki durumun takdiri gerektiği-
Şikayetçi vekilinin İİK'nın 347. maddesinde düzenlenen süreler geçtikten sonra şikayette bulunması nedeniyle, bu eylem yönünden şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerektiği- Şikayete konu şirket stoklarındaki emtiaların yüksek bedellerle satılarak satış bedellerinin şirkete intikal ettirilmemesi hususu ile ilgili olarak, sanığın şirkette olan alacağının kaynağının ne olduğu tam olarak tespit edilmeden, emtiaların hangi tarihte satışının yapıldığı, elde edilen gelirin sanığın şahsi hesabına hangi tarihte intikal ettirildiği, bu sebeple şikayetin süresinde olup olmadığı tam olarak belirlenmeden ve bu konuda aldırılan bilirkişi raporunun da yetersiz olduğu gözetilmeden kararı verilmesinin hatalı olduğu-
Şikayetçi vekilinin "sanıklardan ...nın alacaklıları zarara uğratmak kastıyla taşınmazını kardeşine sattığını", "borçlu şirketin işyerini bir başka şirkete devrettiğini", yine "sanıklardan ...'nın adına kayıtlı aracını sanık ...'a sattığını", "sanıklardan ...nın  aracını devrettiğini" bildirmesi karşısında; yapılan devir işlemlerinin alacaklıyı zarar sokmak kastıyla muvazaalı olarak yapılıp yapılmadığı araştırılıp tartışılmadan eksik inceleme ile beraat kararı verilmesinin hatalı olduğu-
Sanığın suça konu devir işlemini alacaklıyı zarara sokmak kastıyla yapıp yapmadığı tam olarak belirlenmeden, bu konuda savunması alınmadan mahkumiyet kararı verilmesi ve sanığın adli sicil kaydına göre sabıkasız olduğu anlaşıldığı halde, daha önce kasti suç işlediği gerekçesiyle hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesinin kanuna aykırı olup bozmayı gerektirdiği-
Sanıkların eyleminin 2004 sayılı İİK'nın 331/4. maddesi kapsamında olduğu ve şikayet tarihi ile inceleme tarihi arasında 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesinde öngörülen asli zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğu anlaşıldığından, şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri ile tebliğnameye uygun olarak hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca bozulmasına, sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçi vekilinin şikayet dilekçesinde borçlu şirketin tüm makine ve teçhizatını şirkete muvazaalı olarak sattığını bildirmesi karşısında, her iki şirkete ait ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, istihkak iddiasına ilişkin dosyasının kesinleşip kesinleşmediği araştırılmadan ve şikayet dilekçesinde bildirilen icra takip dosyasının getirtilip incelenmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu- 5358 sayılı Kanun'un 23. maddesi ile İİK mad. 352/b yürürlükten kaldırılmış olup, hükmedilen cezanın şartları bulunduğu takdirde seçenek yaptırımlara çevrilmesine ve ertelenmesine bir engel bulunmadığı göz önünde bulundurulmadan, kanun gereği paraya çevirme ve erteleme hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu-
Sanığın sattığı taşınmazdan elde ettiği bedelle takibe konu borçlarını veya varsa başka borçlarını ödeyip ödemediği taşınmazların rayiç bedelle satılıp satılmadığı, ve taşınmazları sattığı kişilerle aralarında nasıl bir ticari ilişki bulunduğu araştırılıp bu şahıslar dinlenilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olup bozulması gerektiği-