Sanıkların eyleminin 2004 sayılı İİK'nın 331/4. maddesi kapsamında olduğu ve şikayet tarihi ile inceleme tarihi arasında 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesinde öngörülen asli zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğu anlaşıldığından, şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri ile tebliğnameye uygun olarak hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca bozulmasına, sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçinin, sanığın alacaklıları zarara uğratmak kastıyla aracını kayınbiraderine sattığını ve sanık aleyhine yapılan icra dosyasının asıl olmayan borç ikrarına ilişkin olduğunu bildirilerek şikayetçi olduğu anlaşıldığından, araç devrinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla olup olmadığı ve icra takibine konu bonodaki alacağın nereden kaynaklandığı, asıl olmayan borç ikrarı mahiyetinde olup olmadığı tartışılmadan, beraat kararı verilmesinin isabetsiz olduğu-
Alacaklıları zarara sokma kastıyla mevcudunu eksiltme suçunun olması için, aciz vesikası alınmasının zorunlu olmadığı-
Nafaka miktarının, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirleneceği ve nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderlerinin de gözönünde bulundurulacağı-
Temlikin alacaklıya zarar vermek kastıyla yapıldığı iddiasıyla şikayette bulunulması karşısında, şirketlerin defter, belge ve banka hesapları üzerinde birlikte bilirkişi incelemesi yaptırılarak devrin alacaklıya zarar vermek kastıyla yapılıp yapılmadığı araştırılıp sonucuna göre hukuki durumun tayini gerekeceği-
Sanığın şirketteki payını alacaklıya zarar vermek kastıyla devrettiği, bu hususun İİK'nun 331. maddesindeki alacaklıyı zarara sokmak kastıyla mevcudu eksiltmek suçunu oluşturacağı, bu suçun takibinin şikayete bağlı olup, İİK. 347. 'deki sürelerin geçirilmesi sebebiyle şikayet hakkının düşürülmesine karar verileceği-
Şikayete konu tasarrufların iptaline ilişkin dava dosyasının kesinleşmesi beklenerek, sonucuna göre hukuki durumun takdir edilmesi gerekeceği-Alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla mevcudu eksiltmek suçundan dolayı icra takip dosyası birden fazla olsa dahi, aynı eylemden dolayı şikayetçi olunduğu anlaşılmakla eylemlerin tek suç oluşturacağı, bu dosyaların mümkünse birleştirilmesi gerekeceği-
Alacaklıyı zarara uğratma kastıyla mevcudunu eksiltmek suçunda şikayet hakkının, borçlu hakkında icra takibi kesinleşen suçtan zarar gören alacaklıya ait olduğu-
Vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olup, ancak, ceza hukuku açısından ve cezaların şahsiliği prensibinin bir gereği olarak ve İcra İflas Kanunu'nun cezaya ilişkin hükümlerinin uygulanabilmesi için, borçlunun kendisine de, alacaklının talebi üzerine icra emri gönderilmesi yönündeki isteğin, memurlukça yerine getirilmesi gerektiği-
Sanığın elden çıkardığı mal varlığına rağmen kalan mevcudunun borcu karşılamaya yetmesi halinde, alacaklıya zarar verme kastının varlığından söz edilemeyeceğinden, sanığa atılı suçun da oluşmayacağı-