2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 363 ve 364. maddelerinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının "hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal" olarak anlaşılmasının zorunlu olduğu, bu açıklama doğrultusunda, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmemesi nedeniyle, temyiz süresinin tebliğden itibaren başladığının kabulü gerektiği, gerekçeli kararın davalı tarafa tebliğ edilmediği, dolayısı ile temyiz süresinin henüz başlamadığı anlaşılmakla Bölge Adliye Mahkemesince işin esasının incelenmesi gerekeceği-

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Babaeski İcra Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi'nce istinaf b ...