Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulması, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiğinin saptanılması, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlığın M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerekeceği-Taşınmazın kullanma biçiminin tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmesi, fiili bir kullanma biçiminin oluşması ve uzun süre paydaşların bu durumu benimsemeleri halinde kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen )bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunmasınnı, `akde vefa` kuralının yanında Medeni Kanunun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereği olduğu-
Bir kimsenin kendi taşınmazı üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşa etmesi ve imar uygulaması sonucu bu yerin üçüncü kişiye ait imar parseli içinde kalması durumunda; söz konusu durum kendi iradesi dışında idari kararla oluştuğundan, kusurlu sayılmayan yapı sahibinin, imar parseli malikine karşı korunması gerekeceği–
Bir kimse kendisine ait taşınmaz üzerinde yapı inşa etmiş ve imar uygulaması sonucu bu yapı başkasına ait parsel içerisinde kalmış ise, idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan yapı malikinin kusurlu sayılamayacağı-
Satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verilen taşınmazın üzerindeki yapı vb. gibi unsurlar 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun 684. maddesi uyarınca arzın (arsanın) "bütünleyici parçası" sayıldığından ve arza malik olan onun bütünleyici parçalarına da malik olacağından bunlarında arzla birlikte satışına karar verileceği; ancak bunların bir kısım paydaşlara aidiyetine ilişkin tapuda şerh varsa; bu hususta tüm paydaşların anlaşıyorlarsa veya dosya içeriğinden bilgi ve belgeler ile bu husus belirlenebiliyorsa değerlere göre oran kurulması ve satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması gerekeceği-
Ortaklığın satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs. gibi bütünleyici parça (muhtesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekeceği, ancak muhtesatın bir kısım ortaklara ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta tüm ortaklar ittifak ediyorlarsa ve muhtesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa, bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhtesatın değerlerinin ayrı ayrı tespit edileceği, belirlenen bu değerlerin toplanarak taşınmazın tüm değerinin bulunacağı, bulunan bu değerin ne kadarının arza, ne kadarının muhtesata isabet ettiğinin oran kurulmak suretiyle belirleneceği, satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinin de bu oranlar esas alınarak yapılacağı, muhtesata isabet eden kısmın muhtesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılacağı-
Binanın kaçak ve ruhsatsız olmasının, taşınmazda pay sahibi olanların mülkiyetten kaynaklanan haklarına kullanmalarına engel olmadığı-
Satış suretiyle ortaklığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde; bina, ağaç gibi muhtesatın bulunması halinde, MK. 684 uyarınca bunlar arzın ayrılmaz parçası sayıldığından, arzla birlikte satışına karar verilmesi gerekeceği, ancak bunların bir kısım paydaşlara aidiyetine ilişkin tapuda şerh bulunması veya tüm paydaşların bu konuda anlaşmış olmaları halinde, “değerlere göre oran kurularak, satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması” gerekeceği -
Kalorifer kazanının, taşınmazın ısınma sisteminin projesine dahil olup, onun esaslı unsurunu teşkil ettiğinden, MK. 684 gereğince, taşınmazın ayrılmaz (bütünleyici) parçası olduğu–