Muhdesat sahibinin ancak «muhdesatın kendisi tarafından meydana getirildiğinin tesbitini» isteyebileceği, taşınmaz üzerindeki muhdesatın zilyedi veya mülkiyeti bir kişiye, taşınmaz ise başka bir kişiye ait olamayacağından ve muhdesat taşınmazın tamamlayıcı parçası olduğundan, taşınmazdan ayrı olarak «muhdesatın mülkiyetinin davacılara ait olduğu» biçiminde karar verilemeyeceği–
Meyve ağaçlarının, MK. 684 uyarınca, üzerinde bulundukları taşınmazın tamamlayıcı parçası durumunda olduğu, bu nedenle taşınmazdan ayrı olarak bağımsız mülkiyete konu olamayacağı–
Kamuya ait bulunan özel mülkiyete konu olmayacak nitelik taşıyan mera, yaylak, kışlak, harmanyeri, dere yatağı gibi yerlerin zamanaşımı ile mülkiyetinin kazanılamayacağı; bu bağlamda bu tür yerler üzerinde meydana getirilen muhtesattan dolayı da bir hak istenemeyeceği–
Bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka daya-narak üçüncü bir şahsa ait taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşa etmiş, imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum sözkonusu olduğundan kusurlu sayılamayacağı -
Muhdesat sahibinin ancak muhdesatın kendisi tarafından meydana getirildiğinin tespitini isteyebileceği, taşınmaz üzerindeki muhdesatın zilyedi veya mülkiyeti bir kişiye, taşınmaz ise başka bir kişiye ait olamayacağından muhdesat taşınmazın tamamlayıcı parçası olduğundan, taşınmaz sahibine ait taşınmazdan ayrı olarak “mülkiyetin dava-cılara ait olduğu” biçiminde hüküm verilemeyeceği -
Mahkemece, davacının istemi doğrultusunda “...muhdesatın dava-cıya ait olduğunun tesbitine” şeklinde değil, “...muhdesatın davacı tara-fından yapıldığının tesbite...” şeklinde karar verilebileceği (MK. m.684 hükmü uyarınca binalar arzın ayrılmaz parçası olduğundan ve bu ne-denle arzdan ayrı bir mülkiyet konusu olamayacaklarından mahkemece «binanın davacı tarafından yapıldığının tesbitine» şeklinde karar verilebileceği (“binanın mülkiyetinin davacıya aidiyetine” şeklinde karar veri-lemeyeceği) -
Bir kimsenin, “başka bir kişiye ait taşınmaz üzerinde dikip yetiş-tirdiği ağaçların zilyedliğinin kendisine ait olduğunun tesbitini” istemesi halinde, mahkemece “zilyedliğin davacıya ait olduğunun tesbitine” değil “...ağaçların davacı tarafından oluşturulduğunun (yetiştirildiğinin) tesbitine...” şeklinde karar verilmesi gerekeceği -
Bir taşınmazın birden çok kişiye satışının vaad olunması halinde, geçersiz olmadıkça veya feshedilmiş hale gelmedikçe, eski tarihli söz-leşmeye değer verileceği–