Birden fazla tasarrufun iptalinin talep edilmesi durumunda, davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığı olmadığı ve her bir tasarruf ayrı bir dava konusu olarak değerlendirilerek mahkemece, davalılar aleyhine ayrı ayrı yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği- Toplam üzerinden tek bir yargılama gideri ve vekalet ücretine takdir edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
"KDV alacağının temliki" işleminin iptaline yönelik açılan davanın reddi gerektiği- KDV iadesi alacağının tamamı üzerinden temlikname yerine, daha düşük miktar üzerinden temlikname tanzim edilmesinin, bu şekilde bir imkan varken yüksek bir meblağdan vazgeçerek, alacaklılarından daha düşük miktarda nakit para kaçırılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu durumun dahi davalılar arasındaki işlemin muvazaalı olmadığı kanısını oluşturduğu- Nihai kararını vererek davadan el çeken yerel mahkemenin ihtiyati haczin kaldırılmasına karar veremeyeceği- 
6183 sayılı K. mad. 25 uyarınca, dördüncü kişinin kötü niyetinin ispatlanmamış olması halinde üçüncü kişi taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki değeri kadar bedel ile sorumlu olacağı- Davalı üçüncü kişi, borçlunun devir tarihindeki asıl ve fer'ileri kadar olan kamu borcundan sorumlu olacağından, mahkemece borçlunun belirtilen tarihteki asıl ve gecikme zammının gerekirse bilirkişi aracılığı ile tespit edilerek, bu borç kadar ve elden çıkarılma tarihindeki taşınmazın değeri ile sınırlı olarak sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği- 6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği- Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu başlatılan takip dosyasında alınmış bir rehin açığı belgesi ve buna dayalı olarak başlatılan yeni bir takip olmadığı ve diğer icra dosyasından ise haciz tutanağı veya geçici aciz belgesi sunulmadığından borçlunun aciz hali yokluğundan, tasarrufun iptali davasının ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği- Davacının talepleri arasında yer verilen diğer parseller yönünden de olumlu ve olumsuz bir karar verilmesi gerektiği- Mahkemece dava konusu bir kısım taşınmazlar yönünden dava ön koşulu yokluğundan red kararı verildiğinden maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, bu husus dikkate alınmadan tek ve nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Tasarrufun iptali davasında, icranın geri bırakılması kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, bu şekilde kesinleşmiş ise alacaklı tarafından İİK. mad. 169/6 gereğince genel hükümlere göre dava açılıp açılmadığı belirlenip, açılmış ise bu davanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda "kredi sözleşmelerinin, önceki taahhüt ve sözleşme bağlantısı kuran bölümlerin boş bırakıldığından hukuken birbirlerinin devamı" olarak kabul edilmemiş ise de, borcun sıfırlandığı gün yeniden kredi çekilmesi ve kredi ilişkisinin hiç sekteye uğramadan devam etmiş olması gibi durumlar dikkate alındığında, her bir kredi sözleşmesinin fiilen birbirinin devamı olarak kabul edilmesi gerektiği ve bu bağlamda kredi sözleşmesinin teminatı olarak senedin de önceden doğan borç ilişkisinin de teminatı olduğunun ve bu durumda tasarrufun borcun doğumundan sonra yapıldığının kabulü gerektiği-
Davalı borçlu şirket hakkında yapılan takibin dayanağı reklama dayalı idare para cezasından kaynaklanmakta olup borcun en erken ilk reklamın yayımlandığı tarihte doğduğunun kabulü gerektiği- Satış tarihinde henüz borç doğmadığından davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği- Davalı üçüncü kişinin dava konusu taşınmaza yaptığı iddiası ile masraflar için bir kısım belgeler sunmuş ise de bu belgelerdeki malzeme ve harcamanın hangi taşınmaz için yapıldığı somutlaştırılıp ispat edilmediğinden bu yöndeki itirazları dikkate alınmadığı, ancak davanın bedele hükmedilmesi halinde bu bedele faiz yürütülmesi mümkün olmadığı- Davalı borçlu şirket açılan tasarrufun iptali davasında üçüncü kişilerle birlikte zorunlu hasım olduğundan, davanın kabulü halinde yargılama giderinden diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olması gerektiği- 6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirleneceği- Davacının alacağı toplam 134.400,00 TL olduğundan ve bedele dönüşme halinde bu miktarın, davanın kabulüne karar verilen taraflardan tahsiline denilmesi gerekirken iki kez tahsil edilecek şekilde hüküm tesisinin de isabetsiz olduğu-
Dava konusu taşınmaz vergi borcunun doğumundan sonra borçlunun kardeşine K.’e devredildiğinden 6183 s. K. mad. 28/1 uyarınca tasarrufun hükümsüz olduğu ve yine taşınmazın bu kez yeğene satışının da anılan Yasanın 30. maddesine göre iptali gerektiği bu hali ile davalıların haksız oldukları sabit olduğundan, kamu borcunun yargılama sırasında ödenmesi nedeniyle konusuz kalan davada yargılama giderinin davalılar aleyhine hükmedilmesi gerektiği-
Mahkemece öncelikle vergi borcuna ilişkin davaların kesinleşmesi beklenerek bilirkişiden davalı borçlunun tasarruf tarihine kadar olan hem davalı gerçek kişinin kesinleşmiş vergi borcu miktarının, hem de davalı şirketin vergi borcu miktarı ve hangi döneme ait olduğu, şirketin vergi borçları nedeniyle davalı borçlu gerçek kişi hakkında 6183 sayılı Yasanın 35. maddesi gereğince takip yapılıp yapılmadığı hususunda ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Dosya kapsamından ve tarafların beyanlarından davalı borçlunun iplik işiyle, davalı üçüncü kişinin ise kumaş boyama işiyle uğraştığı anlaşılmakla, mahkemece davalıların şirket merkezleri ve fabrikalarının bulunduğu yerleri tespit edip, aralarında ticari ilişki bulunup bulunmadığı konusunda ticari defterlerini bilirkişi vasıtasıyla inceleterek, ayrıca spor kulübünde hangi tarihler arasında yönetim kurulu üyeliklerinin bulunduğu da tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- 6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirleneceği-
Mahkemece görevsizlik kararı verilebilmesi için dilekçe teatisi aşmasının tamamlanmasının zorunlu olduğu-