Temyiz sonrasında davacı müflis ile davalılar vekili tarafından verilen dilekçe ekinde dava konusu borcun ödendiğine ilişkin anlaşma ve ödeme makbuzu sunulduğu anlaşılmakla konusuz kalan dava hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Temyiz konusu mahcuzların değeri 5.240,00,-TL'sının altında olduğundan, hüküm kesin nitelik taşıdığı ve temyiz dilekçelerinin reddi gerektiği- Üçüncü kişi, alacaklı ve borçlu arasında danışıklı icra takibi yapıldığını ileri sürdüğünden, mahkemece iki şirketin ticari kayıtları üzerinde yaptırılacak bir bilirkişi incelemesiyle takibe konu senetlerin verilmesine neden olan hukuki ilişkinin varlığı ve gerçek olup olmadığının saptanması ve ortada gerçek bir alacak yoksa, üçüncü kişinin istihkak iddiasında haklı olduğu sonucuna varılması gerektiği- Aksi halde ise; borçlu şirket borcun doğum tarihinden sonra malvarlığının neredeyse tamamını üçüncü kişi şirkete devrettiği ve bununla ilgili İ.İ.K.nun 44. maddesindeki gereklerin yerine getirildiğini de iddia ve ispat edemediği için devralan üçüncü kişinin de işletmenin borçlarından borçluyla birlikte iki yıl süreyle müteselsilen sorumlu olacağı-
Tasarrufun iptali istemine ilişkin davaların İİK. mad. 281 uyarınca genel mahkemelerde görülmesi gerekirse de; "alacağın temliki sözleşmesinin geçerliğinin tespiti" ile  "dava dışı 3. şirketin tevdi mahaline yatırdığı paranın  kendisine ödenmesine karar verilmesi istemi"ne ilişkin açılan "asıl dava" ile "yapılan alacağın temliki sözleşmesinin muvazaalı olduğu iddiası" ile "karşı dava" olarak açılan "tasarrufun iptali davası"nda tüm taraflar tacir olduğundan, davanın "ticari nitelikte olduğu" gözetilerek uyuşmazlığın asliye ticaret  mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekeceği-
BK.nin 18. maddesinden kaynaklanan iptal davası niteliğindeki davanın asliye hukuk mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekeceği-
Dava, İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, bu tür davaların İİK.nın 281. maddesi uyarınca genel mahkemelerde görülmesi gerekeceği-
Davacının talebinin katkı payı alacağından kaynaklanmadığı, BK.nin 18. maddesinden (muvazaa) kaynaklanan iptal davası niteliğinde olduğu anlaşıldığından, Borçlar Kanunu’ndan kaynaklanan uyuşmazlığın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekeceği-
İİK. mad. 277 vd. gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin davanın "ticari" davalardan olmadığından, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu-
İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, davanın ticari davalardan olmadığı gerekçesiyle 'mahkemenin görevsizliğine' karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu icra takibinin kesinleşmiş mahkeme kararı ile iptal edildiğinden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
Davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup bu davalardaki amacın; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz yada iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaya yönelik olması,bu niteliği itibarıyla ticaret mahkemesinin görevi içinde sayılan ticari davalardan olmaması, görev hususunun HMK'nun 114/1-c maddesi gereğince dava şartı olup, aynı yasanın 115/1 maddesi gereğince dava şartının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında res'en araştırılması gerektiği-