İş bölümü itirazının yalnız ilk itiraz olarak ileri sürülebileceği (T.T.Y. 5. md., HUMK. 187), ilk itiraz olarak ileri sürülmeyen işbölümü itirazının mahkemece kabul edilmemesi gerekeceği, işbölümü itirazının uygun bulunması halinde mahkemece dava dosyasının ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Tasarruf davasının önkoşulu, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması olup, ön koşulun bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerekeceği- Davalı üçüncü kişi tarafından banka vasıtası ile taşınmazların gerçek bedellerinin ödenmiş olduğu kabul edilmişse de, yapılan ödemelerin tasarruf tarihinden yaklaşık 2 ay sonrasına ait olup ve ödemeye ilişkin dekontlarda ödemenin hangi amaçla yapıldığı belirtilmemiş olduğu ve davalı üçüncü kişinin "borçlu davalıdan alacaklı olduğunu, taşınmazlarında bu alacağa karşılık alındığını" bildirmiş olduğu görüldüğünden, mahkemece davalı üçüncü kişi tarafından tasarruf tarihinden yaklaşık 2 ay sonra yapılan ödemelerin dava konusu taşınmazların satış bedeli olup olamayacağının irdelenmesi, bu durumun hayatın olağan akışına uygun olup olmadığının tartışılması, davalılar arasında tasarruf tarihinden önce ticari ilişki olup olmadığının araştırılarak davalı üçüncü kişinin, borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olup olmadığının incelenmesi gerektiği-
Davalı vekili tarafından duruşma gününün verildiği sırada duruşma tarihine itiraz etmemiş olsa dahi sonradan verdiği ve geçerli kabul edilmesi gereken mazeret talebinin kabulü ile yeni bir duruşma günü verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmaz üzerindeki 3 milyon TL ipotek bedeli ile birlikte 2.100.000.00 TL bedelle borçlu davalı tarafından diğer davalıya satılmış ve bilirkişilerin düzenlendiği rapora göre taşınmazın gerçek değerinin 5.356.868.85 TL olduğu bildirilmiş olup, taşınmaz üzerindeki ipotek bedelinin satış bedeline dahil edilebilmesi için bu bedelin taşınmazı satın alan kişi tarafından ödenmesi gerektiği- 3. kişi konumundaki davalı tarafından ipotek bedelinin ödenip ödenmediği araştırılmadığı gibi, aksine borçlu davalı tarafından ipotek bedelinin ödendiğine ilişkin olarak banka ödeme dekontları ibraz edilmiş olup, davalıların aynı iş kolunda faaliyet göstermeleri nedeniyle de birbirlerini tanıdıkları da anlaşıldığından, mahkemece dava konusu taşınmaz üzerindeki ipotek bedelinin kim yada kimler tarafından ödendiğinin araştırılması, bedelin satın alan tarafından ödendiğinin saptanması halinde, bu bedelin satış bedeline eklenmesi, aksi halde satış bedeline eklenemeyeceğinin düşünülmesi, yine satın alan kişi tarafından banka vasıtası ile yapılan paranın tekrar davalı 3 kişinin hesabına aktarılıp aktarılmadığının araştırılması, davalıların aynı iş kolunda faaliyet göstermeleri nedeniyle 3. kişinin borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olup olmadığının irdelenmesi gerektiği-
İptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceği, teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunacağı, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği-
İptal koşullarının bulunmadığından davanın reddi yönünde verilen kararın isabetli olduğu-
Davacı vekili tarafından verilen karar düzeltme dilekçesine ekli tebligat parçasına göre yapılan murafaa için çıkarılan davetiyenin davacı vekiline murafaa gününden bir gün sonra tebliğ edildiği anlaşılmakla davacı tarafın diyecekleri alınmadan mahkeme kararının bozulması doğru görülmemiş, ilamın kaldırılarak taraflara yeniden duruşma günü tayini için gerekli giderlerin karşılanması için dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesine karar vermesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davasında, davalı tarafından açılan davada, "davalının borçlu olmadığı"na karar verildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Bedel farkından iptale karar verilebilmesi için yapılan satışta edimler arasında aşırı fark bulunması gerektiği, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından haczin veya aciz vesikası verilmesinin sebebi olan yahut masaya kabul olunan alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan müddet içinde yapılan bütün bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar batıl olup geriye doğru olan bu müddetin haciz veya aciz yahut iflastan evvelki iki seneyi geçemeyeceği- Hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakıldığı (İİK. m. 281 ), davacı tarafından İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkemenin bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre de iptal kararı verebileceği-
Tasarrufun iptali davasına ilişkin uyuşmazlığın Bankacılık Kanunu’ndan kaynaklanmadığı ve ticari işletme ile de ilgili olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği-