İptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceği, teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunacağı, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği-
Davacı vekili tarafından verilen karar düzeltme dilekçesine ekli tebligat parçasına göre yapılan murafaa için çıkarılan davetiyenin davacı vekiline murafaa gününden bir gün sonra tebliğ edildiği anlaşılmakla davacı tarafın diyecekleri alınmadan mahkeme kararının bozulması doğru görülmemiş, ilamın kaldırılarak taraflara yeniden duruşma günü tayini için gerekli giderlerin karşılanması için dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesine karar vermesi gerekeceği-
İptal koşullarının bulunmadığından davanın reddi yönünde verilen kararın isabetli olduğu-
Tasarrufun iptali davasında, davalı tarafından açılan davada, "davalının borçlu olmadığı"na karar verildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Bedel farkından iptale karar verilebilmesi için yapılan satışta edimler arasında aşırı fark bulunması gerektiği, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından haczin veya aciz vesikası verilmesinin sebebi olan yahut masaya kabul olunan alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan müddet içinde yapılan bütün bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar batıl olup geriye doğru olan bu müddetin haciz veya aciz yahut iflastan evvelki iki seneyi geçemeyeceği- Hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakıldığı (İİK. m. 281 ), davacı tarafından İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkemenin bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre de iptal kararı verebileceği-
Tasarrufun iptali davasına ilişkin uyuşmazlığın Bankacılık Kanunu’ndan kaynaklanmadığı ve ticari işletme ile de ilgili olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği-
Hükmü temyiz eden vekil 28/03/2014 tarihli dilekçesi ile temyiz isteğinden vazgeçtiğini bildirdiği ve vekaletnamesinde temyizden vazgeçmeye yetkili olduğu anlaşıldığından temyiz isteminin vazgeçme nedeniyle reddi gerekeceği-
Temyizden sonra davacı vekili tarafından verilen dilekçeye göre, davadan feragat edilmesi nedeniyle, davacı vekilinin davadan feragate yetkisi bulunduğu anlaşılmakla anılan dilekçe içeriğine göre karar verilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarında, HMK'nin 5 ve devamı maddelerinde düzenlenen yetki kurallarının geçerli olması, iptal davalarının aynî hakka değil, kişisel hakka dayanması, bu nedenle davanın konusu taşınmaz olsa bile taşınmazlara ilişkin kesin yetki kurallarını düzenleyen HMK'nin 12. maddesi hükmünün bu davalarda uygulanmaması gerekeceği-
Davacı taraf dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazın davacı ya ait iken eşinin muvazaalı olarak ve kendisini aldatmak suretiyle devir aldığını, daha sonrada yine danışıklı olarak diğer davalıya sattığını öne sürerek yapılan satışlara ilişkin işlemin iptalini talep etmiş, bu yönde delillerini bildirmiş olmakla taşınmazın öncesinin kendisine ait olduğunu ileri sürmekle dava açmakta hukuki yararı bulunduğu-