Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtayca da bu yolda karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekiği-
Davacı iflas idaresi, borçlu murisin halefi olarak değil yasanın verdiği yetki ve görev nedeniyle iflas masasının menfaati için ve murisin borçlarının ödenmesi adına gerekli tüm davaları açmakla yükümlü olduğundan, iflas idaresinin (TBK. mad. 19) muvazaa iddiasını her türlü delille kanıtlayabileceğinin kabulü ile tarafların muvazaaya ilişkin tüm delillerinin değerlendirilerek sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
İstihkak davasına karşı açılan tasarrufun iptaline ilişkin davanın temyizen inceleme görevinin Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu-
Davalı borçlu ile çalıştığı işyerinden 'tanışıyor olduklarını' belirtilmiş olan davalı üçüncü kişinin, bu nedenle davalı borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğu; birlikte sakin eşi ya da gelinine yapılmış olan tebligatların geçerli olduğu- Tasarrufun iptali davalarında borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan üçüncü kişiler ve üçüncü kişiler tarafından tasarrufa konu malın elden çıkarılması halinde davacının usulüne uygun olarak davaya dahil ettiği malikler hakkında davaya devam edilmesi gerekeceği-
Davalı şirket ile yetkilisi tarafından düzenlenen bononun yine şirket yetkilisi tarafından yeğeni olan davalıya ve onun tarafından da diğer davalıya ciro edilmesine ilişkin tasarrufların muvazaalı olduğuna dayalı olarak açılan davada, davalı şirket defterleri üzerinde iptali istenen tasarruf konusu bonolara dayalı ticari ilişki olup olmadığının bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi bu mümkün olmaması halinde ticari alışveriş yapılmış ise 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile mal ve hizmet satışlarını ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" ile bildirmeleri yükümlülüğü getirilmiş olduğu da dikkate alınarak bu kapsamda da bir inceleme yaptırılması gerektiği-
Borçlu davalının iştirak halinde maliki olduğu 22 adet taşınmaza haciz konulduğu anlaşıldığından, mahkemece icra dosyasında haciz konulan taşınmazların değerinin belirlenerek davacının alacağını karşılayıp karşılamadığının tesbiti ile borçlu davalının aciz halinin saptanması, borçlu davalının aciz halinde olduğunun anlaşılması halinde davanın esasına girilmesi, aciz halinin olmadığı durumda davanın ön şart yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davasına konu taşınmazı borçludan satın alan kişiye karşı açılmadığı bu durumda, taşınmazı satın alanın davaya dahil edilmesi sağlanarak, delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı borçlunun icra takibine itirazı üzerine hakkındaki takibin durduğu, davacı alacaklı tarafından itirazın iptali veya kaldırılması yönünden dava açıldığının iddia ve ispat edilmemiş olması ve rehin açığı belgesi alınarak anılan belgeye istinaden davalı borçlu hakkında yapılmış bir icra takibi bulunmamasına göre davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu- Dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilen davada vekalet ücretinin maktu olarak takdir edilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarında 3.kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK'nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekeceği-
Takip konusu borcun, karardan sonra ödendiği ve takipten feragat edildiği anlaşıldığından, davanın konusunun kalmadığı ve mahkemece, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-