İİK. mad. 277 vd. gereğince açılan tasarrufun iptali davasının, batıl tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde açılması gerekeceği (İİK. mad. 284), anılan süre hakdüşürücü süre olduğundan mahkemece davanın süresinde açılıp açılmadığının re'sen araştırılması gerekeceği- "Dava koşulu" yokluğu nedeniyle davanın reddi halinde davalılar yararın maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerekeceği-
Mahkemece, T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul Vergi Dairesi Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü'nce gönderilen yazı içeriğindeki bilgi ve açıklamalar da gözetilerek, ihale konusu araç üzerinde keşif yapılmak ve vergi konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle uygulanması gerekli KDV oranının Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde kesin olarak belirlenmesinin ve sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekeceği, aynı maddede sayılan akrabalık derecesinin vs. araştırılması gerekeceği-
İhtiyati haciz konulmasına karar verilen taşınmazın el değiştirildiğinin anlaşılması halinde, tazminat istemine dönüşen davada davalıların mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasının talep edilmesi halinde mahkemece bu talebin reddedilmesinin isabetsiz olduğu, daha önce bu konuda verilen kararın bozulduğu anlaşıldığından yeniden temyiz incelemesi yapılmasına yer olmadığı-
Şikayetçinin, "tapu sicilindeki ilgili" sıfatı bulunmakta olup, kendisine satış ilânı tebliğinin zorunlu olduğu- Haciz alacaklısı olan şikayetçi 3. kişinin, alacaklı olduğu ve açtığı tasarrufun iptali davasında aynı taşınmaz üzerine haciz şerhi koydurduğu, icra dosyasına giren son tapu kaydının ise, şikayetçinin haczini de içerdiği anlaşıldığından, "tapu sicilindeki ilgili" sıfatı bulunan şikayetçiye satış ilânı tebliğinin zorunlu olduğu-
İhtiyati haczin kaldırılmasına karar verilebilmesi için, ihtiyaten haczedilen malların tahmin edilen kıymetini karşılayacak kadar teminat gösterilmesi gerekeceği, ancak ihtiyati haciz konusu malların değeri tutarında (şayet güncel dosya borcu miktarı daha az ise dosya borcunun tamamı tutarında) teminat göstermek suretiyle ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesinin isabetli olacağı-
Dava konusu taşınmaz üzerinde davalı banka lehine ipotek verildiği, ipoteğin kesin ipotek verme taahhüdüne dayalı olarak yapılmadığından bu tasarrufun iptaline karar verilmesi istemişse de, "davalı bankanın sermayesinin büyük bir kısmının devlete ait kamu bankası olduğu, kredi sözleşmesi ve kredinin ipotek ile teminat altına alındığı" gerekçesiyle tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davalının, borçlu ile gerek taşınmazda hissedar olmalarından gerekse borçlu ile olan ilişkilerinden dolayı onun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğunun belirgin bulunduğu- Tasarrufun iptali davalarında tarifeye göre hesaplanacak karar ve ilam harcı ile vekalet ücretinin takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malın tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali istemine ilişkin davada, tacir olan davacı ve -vergi kayıtlarından- tacir olduğu anlaşılan davalı arasında yapılan yetki sözleşmesinin geçerli olacağı nazara alınarak davaya devam edilmesi gerektiği-
Borçlu davalı ile 3. kişi davalı arasındaki tasarruf yönünden ivazlar arasında bir mislini aşan fahiş fark olduğu anlaşıldığından, tasarrufun 6183 s. K. mad. 28/2 uyarınca iptaline karar verilmesi gerektiği- 4. kişi konumundaki davalı hakkında 6183 s. K. mad. 28'in uygulama yeri bulunmadığından haklarındaki davanın kabul edilebilmesi için kötü niyetli olduklarının davacı alacaklı tarafından kanıtlanması gerektiği- Davalı 4. kişi yönünden davanın reddine, borçlu ile hukuki muamelede bulunan davalı 3. kişi yönünden ise taşınmazı elden çıkardığı tarihteki keşfen belirlenen gerçek değerini geçmemek kaydıyla ve de alacak ve fer'ileriyle sınırlı olmak üzere nakden tazminata mahkum edilmesi gerektiği-