İtirazın kaldırılmasının incelenebilmesi için geçerli bir itirazın varlığının ön koşul olduğu, somut olayda borçlunun icra dairesine yaptığı itirazın geçersiz olduğu konusunda derdest bir şikayet bulunduğu, o halde mahkemece, davanın sonucu beklenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Cevap dilekçesinde yemin deliline dayanan davalının, yemin hakkı hatırlatılarak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- -
Kural olarak alacağın muacceliyetinin, ihbarın yapılmasına bağlı olduğu durumlarda, alacaklının hem asıl borçluya hem de borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan ipotekli taşınmaz malikine, muacceliyet ihbarında bulunmasının zorunlu olduğu, muacceliyet ihbarında bulunulmadan icra takibine geçilemeyeceği, ipotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değil ise, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlı olduğu-
İtirazın iptali ilamında hüküm altına alınan inkar tazminatı ve yargılama giderlerinin talep edilebilmesi için, bu alacak kalemleri yönünden icra emri düzenlenip borçluya tebliğ edilmesi gerekeceği-
Tanzim yeri bulunmayan senede dayalı icra takibinde ancak yasal faiz istenebileceği-
Mahkemece, İİK'nun 89/4. maddesi uyarınca tarafların göstereceği deliller toplanmak suretiyle, Üniversite Rektörlüğüne bağlı Sosyal Tesisler ve Strateji Müdürlüğü’nün resmi kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, Üniversite Rektörlüğü’nden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığı genel hükümler çerçevesinde belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle tesis edilen ipoteğe dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibe geçilip şikayetçi borçluya İİK.nun 150/ı maddesi kapsamında icra emri gönderilmiş olduğundan, alacağın dayandığı kredi sözleşmesinin türü ve niteliği belirlenerek, borçluların temerrüde düşüp düşmediği, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borcun miktarı ve faizi yapılan özel sözleşmelerin koşulları değerlendirilerek ipoteğin ilam niteliği kazanıp kazanmadığı tespit edilerek sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerektiği- İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılamayacağı, ilamsız takip yapılması gerektiğine ilişkin şikayetin süreye tabi olmadan yapılabileceği-
HMK’nun , icra ve iflas kanununda bir hüküm bulunmayan hallerde ancak İİK’nun da açıkça yollama yapılması (İİK. 50,68/a-IV vb.) veya bu kanunun özel veya genel hükümlerine aykırı olmaması halinde uygulanabileceği- Haczedilmezlik şikayetinin taraflar gelmeseler bile icra mahkemesince inceleme yapılıp, şikayetin sonuçlandırılması gerekeceği (İİK. mad. 18/3)- HMK. mad. 324 de düzenlenen “delil ikamesi avansının”, HMK.’nun 114. maddesini (g) bendinde belirtilen” gider avansından hüküm ve sonuçları itibariyle farklı olduğu ve bir ‘dava şartı’ niteliğinde olmadığı-
Satış vaadi sözleşmesinin karşılıklı edimleri içermekte olduğu, bu haliyle sözleşmenin İİK'nun 68/1. maddesinde yer alan ve alacaklılara genel haciz yolu ile takip yapma imkanı tanıyan borç ikrarını içeren bir belge niteliğinde olmadığı-
Alacaklının takibine dayanak yaptığı çekte borçlunun keşideci, ciranta ya da aval veren sıfatının bulunmadığı, bu durumda anılan belgenin muteriz borçlu yönünden İİK'nun 68. maddesinde düzenlenen belgelerden olduğunun kabulünün mümkün olmadığı-